Bu gün uyandığım andan itibaren bu konuyu tefekkür ettim

BU GÜN ÇOK BÜYÜK MUTLULUĞA UYANDIM ELHAMDULİLLAH
Allah cc. Çok sevdiği kullara nasıl bir hayat “Sınav” nasip eder?
Allah cc. Güzellik, Sağlık, Mal-Mülk, Hayırlı evlatlar, Hayırlı akrabalar-Komşular vermiş…
İnsan bu kadar bol bir Dünyalığa sahip olmaktan dolayı nasıl mutlu olur?
Böyle bir hayat “Sınav” mıdır?, Allah çok sevdiği kulunu Dünyada böylemi yaşatır?.

Yoksa Yokluklar, Hastalıklar, Haksızlıklar,  Çevrende sebepsiz düşmanlıklara maruz kalarak mağduriyetler içinde yaşanan bir hayat mı seni mutlu eder?



Allah cc. sevdiği kullarının derecesini yükseltmek ister, Onları cennetin en Âlâ yerlerinde yaşatmak ister, Bu nedenle Dünya hayatlarının her anını mükâfat kazanacak amellerle süsler.

Onların Dünya hayatı Yokluklar, hastalıklar, Belalı zorba bir çevre, Kötü geçimsiz eş, çocuklar, akrabalar, arkadaşların verdiği sıkıntılar ile yaşarlar.
Akıllı bir Kul, başına gelenlerin Allah’ın takdiri ile olduğunu bilir, Bu sıkıntıları Yoklukları, Düşmanlıkları, Hastalıkları, Acıları, Mahrumiyetleri, İhanetleri sabır ve tevekkülle yaşar, Asla şikâyet etmez. 
Bilir ki Allah cc. kendisinin ecrini, derecesini, makamını arttırıyor.

Kendisinin sebep olmadığı bu acıların mahrumiyetlerin başına gelmesinin Allahtan gelen rahmet olduğuna iman etmiştir.
Şöyle bir bakın Allahın en makbul kulları Peygamberler, alimler, kahramanlar, Sabır abidesi merhamet kalesi mutluluğun zirvesinde yaşayan insanlar nasıl yaşadı?

Allah cc. bize bir güzel dünyalık verdiğinde seviniyoruz, Sağlıklı Mutlu Başarılı bir hayat yaşıyoruz. Yediğimiz önümüzde yemediğimiz ardımızda bulutlarda yaşıyoruz ve Dua ediyoruz “Allahım verdiğin bunca güzellik için sana şükrederim, Bunların benzerini ahirette de ver deriz”
Allah cc. bu duayı kabul eder mi dersiniz?

Dünya hayatı bir sınavdır.
Sınav soruları ne kadar zor ise karşılığında kazanılacak makam o kadar yüksektir.
Ve Dünya hayatı “Ebediyete nispetle” bir nefes bile değildir, Akıbet ebedidir, Bütün İnsan ve Cinleri ebedi yaşatmak Allah cc. için asla zahmet değildir.

Cahiller, Allah’ı düşünürken “İnsansı” duyguları olan bir Allah cc. hayal eder. Allah cc. yarattığı hiçbir şeye benzemez. O’nun varlığı yaşam değil mutlak var olmaktır. Yaşamak yaratılan mahlûkata ait bir sıfattır.

Neticede asla unutmamamız gereken tek gerçek, Allah biz kullarını keyfiyetten yarattı ama Dünya sınavına kendi kararı ile değil, Kullarına teklif ettiği Dünya “sınavı” nı kabul edenleri Dünyaya gönderdi.

Kalû-Belâ’da Allah cc. ile sözleştik, Allah cc. bizi Ruh olarak yarattı, Cenneti, Cehennemi, Dünya hayatını gösterdi, Söz konusu sınavı teklif etti.

Bu teklifi kabul etmeyen Ruhları yok etti, Kabul edenler bu sınava dahil oldular.
Allah cc. o sözleşme sırasında kullarının Dünya sınavını nasıl yaşayacağını Ezeli ilmi ile bildi, O an sınavı kazananları Cennete, kaybedenleri cehenneme gönderseydi asla haksızlık etmiş olmazdı, Çünkü Allah cc. için Gayb, bilinmezlik yoktur.
Fakat cüz-i iradeli biz kullar bunu bilemezdik, Allah cc. Bize neden cenneti-cehennemi verdi anlayamazdık.

Bu dünya hayatını “kendi amellerimize şahit olmamız için” için yarattı.
Dünyadaki her anı hatırlayacağımız ve inkâr edemeyeceğimiz mahşerde mizan önünde amellerimiz ile karşılacağız, Kaybedenler tekrar bir sınav fırsatı isteyecek ama verilmeyecek.

İslam’ı ibadetlerle yaşamak önemli
Daha önemli olan niyetlerimizdir, Allah cc. amellerimize göre değil, O amelleri yaparken gönlümüzdeki niyetler göre mükâfat veya ceza verecektir.

Allah cc. kalplerimizden geçirdiğimiz bütün niyetlerimizi bilir, yanılmalar ile değil verdiğimiz kararlarımızdan sorumlu olduğumuzu unutmayalım…

“Ben cinleri ve insanları, ancak bana ibadet -kulluk- etsinler diye yarattım.” (Zâriyât, 51/56)