Adı Yok

Adı Yok

ENTERESAN PAYLAŞIMLAR
hayrathost@gmail.com

ÜLKEMİZE ÖZGÜ YALAN DOLANSIZ HERKESE

27 Mart 2025 - 16:25

Hilmi Dedeoğlu

ÜLKEMİZE ÖZGÜ YALAN DOLANSIZ HERKESE İYİ BAYRAMLAR DİLERİM…
KADİR MISIROĞLU’NUN İLK KEZ DOĞRU SÖYLEDİĞİNE VE 2025 BAYRAM HEDİYESİNETANIK OLUYORUZ.
İSLAM TOPLUMLARINDA SEVGİ, MUTLULUK, BARIŞ, HUZUR, ÖZGÜRLÜK, İNSAN HAKLARI GİBİ KAVRAMLAR NİÇİN OLMUYOR, OLMAMIŞTIR, OLAMAYACAKTIR, BİLİR MİSİNİZ SEVGİLİ DOSTLAR?
SİYASAL DİNCİLİKLE İFLAH OLMAYAN MÜSLÜMAN DÜNYA, ÇIKAR KARŞILIĞI YALAN VE İFTİRANIN MİMARLARI EMEVİ HALİFESİ MUAVİYE İLE NECİP FAZIL KISAKÜREK’İ YAŞAM BİÇİMİ EDİNMİŞTİR.
Amaçları uğruna, şahsi menfaatleri için yalan ve iftira ahlaksızlığını İslam toplumlarına bulaştırıp, bir gelenek haline gelmesini sağlayan siyasal dinciliğin önderleri MUAVİYE ile NECİP FAZIL KISAKÜREK’e kadar süreçler için yalnızca tarihi kaynaklara bakmak yeterlidir.
NİSAN 2025 TÜRKİYESİNDE YAŞANANLARIN TÜMÜ, 1ABD DOLARI 40, DIŞ BORÇ 600 MİLYAR DOLAR OLUŞU, DEVLETİ ELİYLE HALKINI YALAN VE İFTİRAYA BOĞMAK VE KİN NEFRET TOHUMLARI SAÇMAK, NECİP FAZIL KISAKÜREK ESERİDİR
Cumhuriyet dönemi siyasal dinciliğin fikir babası Necip Fazıl Kısakürek hakkındaki tüm belge ve bilgiler, kendi beyanlarında, şiirlerinde, şantaj ve dilencilik yaptığı mektuplarında olmasına, itiraflarında bulunmasına rağmen siyasal dincilik bunları görmeyip Necip Fazıl’ı kutsal bir meta olarak saymaktadır.
A- 1945 yılına kadar Necip Fazıl, Atatürk ve cumhuriyet hayranı olup, Büyük Doğu Dergisinde hilafete ve siyasal dinciliğe ağır yazılar yazmıştır.
B- 16 Şubat 1951 tarihe gelindiğinde, iktidarda Adnan Menderes vardır. Necip Fazıl’a yeri para kapıları aralanmıştır. Büyük Doğu'nun kapağında “CHP İnkılabı”, yani Atatürk devrimleri çıplak kadın, içki ve kumarla özdeşleştiriliyordu. İşin tuhafı, CHP inkılabını çıplak kadın, içki ve kumarla, yani kendi tutkularıyla özdeşleştiren Necip Fazıl, yaşamı boyunca içki ve kumar illetinden kurtulamamıştı
C- 16 Şubat 1951 tarihli Büyük Doğu Dergisinde: “Başbakana Adnan Menderese Hitap: ‘Partinize, siyasi muhitinize, kabinenize ve hatıra gelen, gelmeyen her şeyinize rağmen en saf ve halis tarafından AZAT KABUL ETMEZ KÖLELİĞİMİZİ KABUL BUYURUNUZ!” (Alçalmanın bu kadarına pes doğrusu-şahsı yorumum benim)
D- ÖRTÜLÜ ÖDENEKTEN ALDIĞI 30 BİN TL’Yİ DERGİNİN YAYIMLANMASINDAN SADECE 17 GÜN SONRA, 4 MART 1951'DE BİR KUMARHANE BASKININDA YAKALANINIR VE “Edebi araştırma konusu için buradayım” der.
E- “1954'ten 1960'a kadar taştan taşa vurulan, zindandan zindana süründürülen mukaddesatçı, milliyetçi, Anadolucu, ahlakçı bir idealin himayesi yolunda para aldım…” (Alaattin Karaca, Necip Fazıl ve Adnan Menderes İlişkisi, s.170). Adnan Menderes, CHP ALEYHİNE YAZILAR YAZMASINA KARŞILIĞINDA,1950-1960 arasında Necip Fazıl'a örtülü ödenekten 147 bin lira ödendiği defalarca belgelendi
İÇKİ, KUMAR PARASI UĞRUNA, LÜKS YAŞAMA ADINA HER SEFERİNDE KİŞİLİĞİNDEN ÖDÜN VEREN NECİP FAZIL’IN, BAŞBAKANI ADNAN MENDERESTEN PARA KOPARMA TAKTİKLERİ, İNSAN KİŞİLİĞİNİN EN ALÇALMA HALLERİDİR
Necip Fazıl, Başbakan Adnan Menderesin Örtülü Ödeneğini haraca bağlayarak, ağlayıp, feryat edip para dilenme mektupları şöyledir (Mektuplar sıkıyönetim mahkemesine orijinal el yazılı haldeki kahverengi bavuldaki kendi el yazılı halidir):
1- 21 Ocak 1954"Muhterem efendim" diye başlayan mektupta Emniyet Genel Müdürü'ne kovuşturmalarla ilgili gerekli talimatın verilmesini, huzura kabul edilmesini ve kendisine yardım yapılmasını talep ediyor.
2- 26 Aralık 1956 'HER ŞEYİ UĞRUNUZA RİSK ETTİM’: “Müsteşar Bey'den 2500 lira ve 'Mecmuanı çıkar da görelim ve sonra yardım edelim' cevabı aldım. İlk defa bir itimatsızlık sezer gibiyim. Ben parayı alır da mecmuayı mı çıkarmam veya çıkarırım da uygunsuz bir istikamet mi tutarım? Ben ki her şeyi uğrunuza riske etmiş, her defa mükemmel eseri vermiş ve bu kadar tecrübe ve çileden geçmiş bir adamım. Şahsım, kalbim ve kalemim her türlü teminatın üzerindedir”
3- 27 Haziran 1957 “SÜRÜNMEKTEYİM': Benim yaptığımı yapanlara hükümetler ve rejimler servetlerini ve nimetlerini yağdırır. Bütün bunlara karşı 15 bin lira zarar çarpıtılmış ve daha nice kasıt ve sabotaja karşı yalnız bırakılmış olarak sürünmekteyim. Haftalardır Ankara'nın bu ücra ve münzevi otelinde cinnet buhranları içinde çırpınmaktayım. Bütün istediğim zarara birkaç bin zamla 20 bin lira temininden ibarettir. Bunca muvaffakiyetten sonra uğratıldığım bu hal ve düştüğüm şeref kırıklığı hayatıma mal olabilir. Artık Necip hakkında olmak mı olmamak mı kararı sizi de üzüntüden kurtaracak şekilde verilmeli ve bu iş bitirilmelidir. Ben kararlıyım ve her şeye razıyım."
4- 14 Ocak 1958 'HESABI NASIL VERECEKSİNİZ ‘“Ben hastayım. Şekerliyim. Ayrıca çıldırmak üzereyim. Bütün hastane halime acıyor. Bu vaziyette emrin uzaması benim ölüme ve cinnete terk edilmem demektir. Başıma bir hal gelecek olursa Allah'a, Türk Milletine ve "Allah bir" diyenlere karşı hesap nasıl verecektir. Kadiri mutlakın üzerine yemin ederim ki yalan söylemiyorum, mübalağa etmiyorum, rol oynamıyorum, edebiyat yapmıyorum."
EMEVİ HALİFESİ MUAVİYE İLE HZ ALİ ARASINDAKİ ÇEKİŞME, NECİP FAZIL KISAKÜREK’İN YALAN VE İFTİRA, ÇAMUR ATMA TAKDİĞİ, GÜNÜMÜZDE MÜSLÜMAN DÜNYA VE TÜRKİYE SİYESETİNİN TIPKI AYNISIDIR.
Şam Valisi Muaviye, Hz Alinin halifeliğini tanımamış ve aralarındaki savaşlar dışında Hz Ali aleyhinde yürüttüğü siyasi faaliyetler, yalan ve iftiralar, entrika ve ayak oyunları, tıpatıp günümüzdekilere benzediği görülmektedir. Etrafına topladığı yandaş ve yalakalara para ve makamlar vererek Hz Ali aleyhine yürüttüğü yalan ve iftiraların bazıları aynen şöyledir:
1- “ Muaviye, Hz. Ali’ye sövmeleri için yandaşlarına emir verdi. ”(Sahih Muslim, cilt 6, hadis 6220)
2- “Hz Ali'ye buğzetmek, Muâviye'ye dost olmaktır”[ Nasb: vii]
3- “Muaviye namaz kıldığında Ali'ye, Hasan’a, Hüseyin’e lanet etti” (Süleyman el-Kunduzi el-Hanefi el-Belhi"
4- “Ali haklı ama Muaviye’nin pilavı tatlı, Ali namazı terk etti”
SONUÇ: Emevî hanedanı Muaviye’nin siyasal dinciliği aralıksız ve kusursuz sürüp gelmiş, Cumhuriyet Türkiye’sinin siyasi dinciliği Necip Fazıl Kısakürek’le başlamış, en yakın dostu Kadir Mısıroğlu’na göre BAŞI HİÇ SEÇDEYE GİTMEMİŞ Necip Fazıl’ın bütün söylemleri yalan ve iftira olup, siyasal dincilik ahlakı işte böyle bir şeydir ve 27.03.2025 Türkiye’sinin demokrasiden Tek Adam rejimine geçildiği toplum yapısı, tıpatıp Necip Fazıl Kısakürek eseridir.

YORUMLAR

  • 0 Yorum