DOSDOĞRU İNSAN OLMAK

Günümüzde doğru insan olmak, her zaman güvenilir insan olmak anlamına gelmiyor!, Kendi nefsinde ve çevrende Bu kişi yalan söylemez, Haram yemez, kötü konuşmaz, Kötülüğe iyilikle karşılık verir, Allah'ın razı olmayacağı bir işe, bir söze karışmaz gibi dilediğiniz kadar konuyu uzatın. Kısaca EMİN kişi olmanız sevilmeniz, Saygı Görmeniz, Takdir edilmeniz gerekirken, Günümüzdeki Ahlak anlayışı nedeniyle Tam tersi Güvenilmez, Sevilmez, Saygı gösterilmez bir kişi olarak algılanmanıza sebep oluyor!

    Çünkü toplumsal olarak suçlu bir toplumuz, Suç işlemek olağan ve doğal karşılanır olmuş. Kişi yasaları çiğneyerek bir mazluma zulmetti mi?, Mazlumu savunmak abesle iştigal sayılıyor, hatta bu mazlum, kendine zulmedene mani olmak isteyen kişiye karşı  gereken şahitliği bile yapmaktan çekiniyor. Olaylara müdahale edenler ortada yalınız kalabiliyor.

    Kişiyi soyulmaktan, haklarına tecavüzden korumak için araya giriyorsun, mağdur olaydan bir fırsatta kaçıyor, iş sizin sorununuz haline geliyor. İftiraya uğruyorsunuz, darp ediliyorsunuz, yalancı şahitler ortaya çıkarak seni mağdur ediyor, millet ise uzaktan sizi seyrediyor.  Kanunlar aciz kalıyor, adalete vesile olmak isterken yanlış müdahale sonucu Adalet dünyada sizi cezalandırıyor.

    Ey Allah'ın Nasıl bir Dünyada yaşıyoruz!, Bu zulmü seyretmek olmuyor (Zulmü seyreden Zulme ortaktır, Ya mani olun, Yada orayı terk edin ) Müdahale etmek yürek istiyor, Allah yolunda Cemaat olanlar Ortalarda YOK! (85.000 Camide dahi) (1)  



    Evet dostlar bu yazıyı yazmamın sebebi dün akşam dost bildiğim bir arkadaş gurubu içindeydim, bulunduğumuz yazıhaneye bir kurum amirleri, yine başka bir kurum amiri arkadaşı ziyarete geldi, küçük olan mekanda kurumlarında olan işlerden bahsediyorlardı, Gazeteciyiz ya!, Yalanla ve haramla işimiz olmaz ya! mekandakilerin çoğunluğunu bir telaş aldı, gelen misafirler ortamda bir gazetecinin olduğunu bilmediğinden, yapılan ve hukuki açıkları öğrenilmeye çalışılan olayları tedirginlik duymadan avukat arkadaşa itiraf edip hukuki akıl istiyorlar, Akıl vermek isteyen açık konuşamıyor, arkadaşlara durumu idare etmelerini söylüyorlar (Benim meşgul edilmemi istiyorlar) Bense gerçekten bir şeyden habersiz, İnternette bir konuya odaklanmışım, olaydan haberim yok, meğer oradan  uzaklaştırılmak, konu hakkında bilgi sahibi olmamam istenmiş, Bana müdahale edemeyenler, hilkaten çok yakınım olan biri çok kaba şekilde müdahale ediyor, beni isyan ettirip mekandan çekip gitmeme ortam hazırlıyor. 

   Konuyu uzatmayacağım, işte canım ülkemin hali!, Bu sıralar ilçemde çok hukuksuz işler dönüyor, bu işlere Kul Olarak, İnsan olarak, Hukuka saygı olarak, Haberlerimizde gördüğünüz gibi müdahale ediyorum, Gerçekten girdiğim kurum ve işletmelerde İspiyoncu, İhbarcı, Deli daha neler neler! . 

   Çevremde bir korku imparatorluğu kurmuşum, Kimse davranışlarıma  hak vermiyor, davalarına müdahil olduğum mağdurlar bile, Dostlar Anlayabiliyor musunuz?, Yoksa sizlerde anlamayanlardan mısınız?

    Gerçekten hilkaten yalnızım, Elhamdülillah Allah ile dopdoluyum, Hiç boş vaktim yok, vakit öldürmek gibi Allah'a isyanımda yok elhamdülillah.

     Bütün Dünya ne derse desin, Dünya benim neyime ki! Dünya yalan Biz ise gerçek olana koşuyoruz Elhamdulillah. Şu sıralar Ezan-ı Muhammediler okundu, Cemaat olacağını sananlar Cuma'ya koşuyor, şu an İmam olduğunu iddia eden birileri Mihraplardan gönüllere Allah kelamlarını akıtmak istiyor! Ama asırlardır yapılan bu mesailerde birşeyin akmadığını görüyoruz.

     Yarım saat evvel BengiTürk Tv'te vatandaşla röportajlar yapılmış, soru; Esma-i Hüsna Nedir?  Soru sorulanlar yaşını başını almış, eli ayağı düzgün kişiler, soruyu ilk defa duyanlar çok, bilenler ise üç tane Esma adı saymaktan aciz, İşte bu toplumun gerçeği, NFK. Dediği gibi Kalabalıklar!, Evet sadece ceplerinde bir kimlik numarası olan kalabalıklar, Sadece ağız ve Tuvalet ihtiyacı için yaşayanlar, Gerçek varlıkları İNSAN!'ı tanımaktan aciz kalabalıklar.

     Din Kelime anlamı ile Hukuk demektir, Hayat Nizamıdır, Yaşam ilkeleridir, Allah'ın Hukukudur. 120.000 Diyanet görevlisi, 85.000 camide İslam dinini Namaz, Oruç, Zekat, Hac, tesbihat  gibi ibadetlerde mürekkep olduğunu camilere gelenlere, Tv ekranlarından tebliğ ediyorlar.

     Hayatın kullanma kılavuzu olan, Allah kelamı Kur'an-ı Kerimi onun hayatın her karesine müdahil olan emirlerini anlatmaktan acizler, cemaat olduğunu sananlarda anlamakta acizler.

     Fakat bıkmak yok, Allah'ın sevgili Resulü Hz. Muhammed Mustafa SAV. dediği gibi "size mecnun (Deli) denilinceye kadar Allah yolunda sebat edin" emri doğrultusunda devam diyoruz.  Dünya'ya hayat diyenlerin kınamaları, hor görmeleri, engellemeleri bizi yıldırmaz bilakis daha çok şevkimizi, azmimizi arttırmaktadır.

    Günahlarımız nedeniyle Allah'tan Korkmaya, Onun Rızası için Korkutmaya yılmadan devam.. iNŞAALLAH.

    Günahlarını düşünmeden, kendilerine müreffeh yarınlar tesis etmek için kendine ve çevresine zulmedenlere engel olmaya, uyarmaya bütün tehlikesine rağmen devam... Elhamdülillah.

    Anlamak ve Anlatabilmek umuduyla Rabbim sana sığınıyorum, gerçek yardımcı sensin, ve dönüş ancak sanadır

EKLER:

(1) - Ülkemizde insanlar günde beş vakit camilere koşar, hele Cuma günleri!, Toplanarak Namaz kılarlar, Ne İmam! saflara icabet edeni tanır, nede saflardakiler birbirlerini!, Köylerde dahi saf olduğu kardeşinin derdini, sevincini paylaşma düşüncesinde olmadan, Bir araya geliyorlar, dağılıyorlar, Günde beş kere böyle. Kim aç, kim hasta soran yok, umutsuzluktan derdini anlatan yok. Dilenmeyi, acınarak menfaat temin etmeyi meslek yapanlar her fırsatta çevresini istismar ederek soyar da, gerçek ihtiyaç sahibi yokluk içinde, Izdırap içinde yaşam mücadelesi verir.  

Cemaat olmak bir olmak anlamındadır. Biz bunu şöyle tarif ediyoruz. Kum,çakıl,çimento,su,demir,kireç bir araya gelerek Beton'u oluşturuyor, küçücük kum tanelerinden yüzlerce metrelik binalar yapılıyor. işte cemaat olmanın tarifi hep birlikte birbirimiz için birlik olmak) anlaşılmıştır umarız. Sizin böyle bir topluluğa üyeliğiniz var mı? adınızı adresinizi yazında, sizleri takdir etmek için teşekkür ziyareti yapayım.