Kiliseyi gören E. İmamoğlu Camiyi görmedi.
Hemen İBB'nin karşı adasında bulunan 820 yıl evvel Haçlıların saldırısında yağmalanıp yıkılan Ayios Polyeuktos Kilisesi kalıntılarını gezen başkan İmamoğlu'na, Arkeoloji Parkı içerisindeki Mimar Ayas Camii hakkında bilgi veren çıkmadı. Polyeuktos Kilisesi 1010 depreminde hasar görmüş, 1204’te şehre gelen Haçlılar tarafından yağmalanmıştır.

20 Eylül 2019 - 19:41
Başkan E.İmamoğlu parkın içindeki çocuk parkına plastik oyun grupları yapılmasına tepki gösterdi.
İmamoğlu, “Böyle şey olmaz. Bakın bu parkın içinde de var. Anadolu’da bir belediye koysa, insanlar yadırgıyor. Buraya böyle şeyler koyulması kadar ayıp bir şey yok. Bu tercihleri kim yapıyorsa, tümden bu işi değiştireceğiz. İşte burası İBB’nin önü. Herhalde uzun zamandır kimse çıkıp, yürümemiş. Yani hiçbir yetkili, ‘Çevremde ne var ne yok’ diye bakmamış. Önce yakın çevresinden başlar insan. Ama bu ada, ancak yürüyerek, hissederek olur. Öyle uzaktan olmaz” şeklinde konuştu.
İmamoğlu, Arkeoloji park içindeki kilisenin ihyası için gereken araştrmaların yapılması için emir verirken Mimar Ayas Camisi konu edilmediği için görmezden gelinip geçildi.
Alanın geçmişi hakkında detaylı bilgisi olan Fatih belediyesi Mim. Azat Yalçın'ın konu ile notları:
Arkeoloji Çalıştayında ekip olarak burada çalıştık. Süreci inceledik. Tek "memur" ben vardım. Yani "idare" tüm kurum ve kurullarıyla çalıştaya gelmedi...
Ancak yaşananları bir memur olarak iyi hissettiğimi düşünüyorum.
1-Burası belediyenin kadrajında.
2-Elbette buraya el atmış.
3-Dahasını da yapmak istemiş.
4-Kurulun tavrı sert olmuş.
5-Yabani ot temizleme işi bile kimyasalların vereceği zarar ile dert oluşturmuş.
6-Bazı görüşler de abartmış ("Valens kemerine kadar kazalım" gibi).
7-Son darbeyi siyasiler vurmuş: "hayırdır, kilise mi yapıyorsunuz?"
Ve hop "ihyaaa" projeleri...
Bir memur bu topa asla girmez, çok tehlikeli.
İmamoğlu geçmişi suçluyor ama kendisi de tutamayacağı sözler veriyor. Çocuksu idealist ve populist söylemler hala sürüyor. Geçmiş elbette eksik, ağır hatalar ile dolu ama fazla da uçmamak gerekiyor, ayaklar yere basmalı...
Burası "ibb'nin yan bahçesi" ifadesinden fazlası bir yer; kültür, dünya, hatta tüm insanlığın bir mirası bahsedilen mekân. Dikkatli konuşmakta fayda var.
Mim. Azat Yalçın
ARKEOLOGLARIN NOTLARINDAN ALINTILAR
Saraçhanebaşı Belediye sarayının kuzeybatısında ve Atatürk bulvarı üzerinde kalıntıları duran Ayios Polyeuktos Kilisesi Ayasofya'dan sonra İstanbulun en büyük bazilikalarından biri olarak gösteriliyor.
Bazilika 6.yüzyıla tarihleniyor.Saraçhane'deki Aziz Polyeuktos'a adandığı için bu ismi alan kilise, 11. yüzyılda önce harap edildi, sonra da yağmalandı. Kilisenin kıymetli parçaları ve sütunları Barcelona ve Venedik'e kaçırıldı.
Yapılış tarihi: 6yy’ın ilk çeyreği
Yaptıran: Anicia Iuliana (Bizans Hanedan üyesi)
Malatyalı aziz Polyeuktos’a adanmış büyük kilise, Bizans hanedanının en güçlü kadınlarından, sanat koruyucusu Anicia Iuliana’nın eseridir. Saraçhane’de 1960 yılında inşa edilen Belediye Sarayı ve daha sonra yollar ve Haşim İşcan Geçidi için yapılan kazılar sırasında ortaya çıkmıştır. Mimari parçalar üzerine işlenmiş uzun bir şiir Anicia Iuliana’nın başarılarını ve soylu aile bağlarını anlatmaktadır. 6. yüzyıla ait bu çok iddialı mimaride, tavus kuşu motifleri, cam ve taş kakmalı sütunlar, yaldızlı mozaikler ve İran/Sasani etkisindeki bezemeler özellikle dikkat çekmektedir. İnşaat ve dekorasyon için Anadolu’dan, İtalya ve Tunus’tan malzeme getirilmiştir. Görkemli mimarisinin yanında, Polyeuktos Kilisesi aynı zamanda İstanbul’un Bizans çağındaki tören yolları üzerinde, imparatorların taşıdığı mumun değiştirildiği özel bir duraktır.
Polyeuktos Kilisesi 1010 depreminde hasar görmüş, 1204’te şehre gelen Haçlılar tarafından yağmalanmıştır. Kutsal emanetler ve mimari parçalar Venedik’e götürülmüştür. Birçok yapı parçası çeşitli yerlere dağılmış, Barselona’ya, Viyana’ya taşınmıştır. İstanbul’dan giden sütunlar ve kaplama mermerleri bugün hala Venedik’te, San Marco Kilisesi’nin cephelerinde görülebilmektedir. Dev boyutlu, kubbeli kiliseden günümüze sadece altyapısına ait duvarlar ve mekanlar kalmıştır. İstanbul’un modernleşme sürecindeki yıkıcı imar etkinlikleri, ilginç bir rastlantıyla İstanbul arkeolojisine, yüzyıllar içinde unutulan çok özel bir yapıyı kazandırmıştır.
Kaynak siteler:
hayal-et.org/i.php/site/building/polyeuktos_kilisesi
arkeologlardernegist.org
YORUMLAR
Ayios Polyeuktos Kilisesi - Saraçhane
Saraçhanebaşı'Belediye sarayının kuzeybatısında ve Atatürk bulvarı üzerinde kalıntıları duran Ayios Polyeuktos Kilisesi Ayasofya'dan sonra İstanbulun en büyük bazilikalarından biri olarak gösteriliyor.
Bazilika 6.yüzyıla tarihleniyor.
Saraçhane'deki Aziz Polyeuktos'a adandığı için bu ismi alan kilise, 11. yüzyılda önce harap edildi, sonra da yağmalandı. Kilisenin kıymetli parçaları ve sütunları Barcelona ve Venedik'e kaçırıldı. Kilise, Bazilikal planlı ve kubbeliydi.
Birkaç sene öncesine kadar çok bakımsız olan yapı ve çevresi neyse ki pırıl pırıl üç Öğrencinin duyarlılığı sayesinde tel örgülerle çevrilerek "açık hava tuvaletinden" "kapalı hava müzesi!"ne dönüştü.
Nihan Parlak, Barış Baruter ve Mert Güller Fatih Şehremini Lisesi`nde okuyan üç başarılı,çevre bilinçli,tarih meraklısı gencimiz. İki sene önceki eğitim-öğretim yılında Milli Eğitim Bakanlığı`nın düzenlediği proje yarışmasına onlar da katıldı. Ancak aylardır emek verdikleri projeleri Anıtlar Kurulu engeline takıldı. Projelerine konu olarak Saraçhane`deki Ayios Polyeuktos Kilisesi`ni seçtiler. Etrafı devlet kurumları ile çevrili olan 1500 yıllık kilise, içler acısı durumdaydı. Kilise kalıntılarını yakından incelemek isteyenler, burunlarını tıkamak zorunda kalıyorlardı. İşte bu üç lise öğrencisi de bu kilise kalıntılarını temizleyip, turistik bir mekana dönüştürme amacıyla İstanbul Büyükşehir Belediyesi`yle irtibata geçti ve olumlu yanıt aldı. Bunun üzerine afişler, tanıtım yazıları hazırladılar. Büyükşehir ile temizlik, ışıklandırma, güvenlik personeli ve bilgi panosu konusunda ortaklık anlaşması imzalandı. İlk iş olarak Park ve Bahçeler Müdürlüğü kalıntıların çevresini tel örgü ile çevirdi. Neyse ki ben son gördüğümda bu tarıhı eserimizin çevresi tel örgülerle çevriliydi ve bu olumsuz dış etkilerden biraz olsun kurtarılmış gibi görünüyordu,bu çevre ve tarih bilinçli pırıl pırıl genç öğrenciler sayesinde...Ayios Polyeuktos kilisesinin birkaç siyah beyaz fotoğrafını yüklüyorum,yenilerini daha sonra digital makinamızla çekmek üzere.
Kaynaklar:
www.vatanim.com 19.10.2004.Ahmet Vardar.
www.wegm.com
Dünden Bugüne Fatih-Fatih Belediye Başkanlığı yayını-2004
İstanbul'un Tarihi eserleri-Petrus Gyllius-Çeviren:Erendiz ÖZBAYOĞLU-Eren yayınları-1997
Prokopios-İstanbul'da Iustinianus döneminde yapılar,1.kitap-Arkeoloji ve Sanat yayınlarıÇev:E.Özbayoğlu 1994
Iustinianus döneminde İstanbul'da yapılar-Prokopus'un 1. Kitabının analizi-Fırat DÜZGÜNER-Ark.ve.snt yay2004
Saraçhane'deki Ayios/Hagios/Aya Polyeuktos kazılarıyla ilgili R.M Harrison,Hayes isimli arkeologların "Excavation at Saraçhane in İstanbul "adlı araştırma,kazı raporları var.
Ayrıca Polyeuktos kazılarında çok miktarda ,seramik,Taş,sütun başlığı,sütun tamburu ve sütun gövdesi elde edilmiştir.Bunların bir çoğu kalıntıların ortasında istifli(Veya yığılmış)olarak durmakta.İstanbul Arkeoloji müzesinde ise seçilmiş başlıklardan görülebilir.
Saraçhane'deki arkeoloji parkı bu açıdan ilginç, parkta sergilenenleri sitemizde ayrı bir başlık altında incelemek gerekiyor.
Ayios Polyeuktos Kilisesi kazılarında çok miktarda cam parça da ortaya çıkmıştır.(Harrison-Nezih Fıratlı,1966,s.59;Hayes 192,s.400-409;Philippe,1990,s.44)Bunlar arasında kandil,kadeh ve pencere camları sayılabilir.Pencere camları yuvarlak veya köşelidir;renkleri kahverengi,yeşil,oliv,sarı ve mavi-yeşilin tonlarıdır.Renksiz denecek kadar açık renkli olanları da vardır.Yuvarlak camlar"crown"*tekniğiyle üretilmiştir ve ortaları göbeklidir,kenarları ise içe katlanmıştır.Köşeli camlar kesin olarak 7.yüzyıla tarihlenmekle birlikte (Harrison,1986,s.206)Göbekli camların bir kısmı Bizans,bir kısmı ise Türk dönemine ait olabilir.
Polyeuktos kilisesinde kadeh,kandil,bilezik,kase,şişe ve tabak parçaları da bulunmuştur.Renkleri yeşil,mavi,mavimsi yeşil,sarı,oliv tonlarındadır,renksiz örnekler de vardır.5.yüzyıldan 13.yüzyıl başına kadar tarihlenebilirler.(Hayes,1992 s.400-405)
Ayrıca kilisede çok ilginç parçalara da rastlanmıştır.Bunlar duvar kakmaları,altın varaklı duvar plakası ve mineli şişe parçalarıdır.Hayes,1992,s.405;Harrison,1986s.174)
*Crown:Göbekli cam tekniği
Başvurulan birinci Kaynak:Anadolu Camcılığı Dr.ÜZLİFAT ÖZGÜMÜŞ-Pera yayıncılık-2000
Alıntı: Wowturkey, Erkmen Senan