Gelince kışın baharı
Eriyor dağların karı
Dere yıkmış duvarları
Müslümanı-kâvurları
Çağırıyor memleketim...
Tahir BULUT
Kimini de ölünce çağırıyor; Murteza Sezgin kardeşimi çağırdığı gibi...
Insanın bir "hiç" hükmünde olduğunun kanıtıdır bu; Düğün bitiminde gece onikiden sabah dokuz buçuğa kadar beraber olduğumuz kardeşimizin, Bursa'ya uğurlanışı üzerinden 24 saat geçmeden ölüm haberini aldık.
"İyiler yaşamaz" derler; bu sözün en bariz örneğiydi Murteza... Bütün dostlarının cenazesine veya düğününe ta Bursa'dan gelir, insanî vazifesini gerektiği gibi yapardı..
Sanırım hiç kimseye, değil kızıp bağırmak, "surat
ekşittiği" bile görülmemiştir.
Ben mesela; en ağır ve "insanı çıldırtan" şakalar yapmama rağmen başaramadığım işlerden biri de budur.
Yüklendiğim görev ve sorumluluklar gereği 13 ay üzerine geldiğim Istanbul'daki evimden cenaze nedeniyle erken dönmek zorundayım.
Nasipse 14 mart salı akşamı cenazeye katılmak
Üzere Trabzon'a yolcuyum.
Benim Onda değil Onun bende hakkı var biliyorum.
Vaŕsa hakkım, anasının ak sütü gibi helal olsun.
Mevla'nın huzuruna güle güle git kardeşim; göreceksin, bütün insanlar senden razıdır ve gönül coşkusu ile helallik vereceklerdir...
Sıladan uzaklara atıldık bir degajda;
Nice koltukta giden dönüverdi bagajda...
Tahir BULUT