Tahir Bulut

Tahir Bulut

Gönül Defterimden
tahirbulut@hotmail.com

"Bu nedir" diye soruyorsunuz değil mi?

24 Ekim 2025 - 14:58

"Bu nedir" diye soruyorsunuz değil mi?

Sözde "Kokarca tuzağı" imiş !
Lakin gelin görün ki, buraya asılalı 1 ayı geçmesine rağmen henüz bir tane bile kokarca yakalayamamış zavallı !
İleriki yıllarda yakalar diye umut ediyoruz.
Oysa evlerimiz öyle mi; her gün onlarcası misafirimiz oluyor sağolsunlar !


Peki bu "düzenek" kokarca yakalama düzeneği mi, yoksa devleti soyma düzeneği mi? Şu an sadece benim mahallemde en az 50 tane var bu "düzenek"ten. Trabzon'da 700 mahalle olduğuna göre 50×700=35000 eder. Bunun Giresun'u var, Ordu'su var, Rize'si var düşünün rakamı ve ihaleyi alan firmanın haybeden kazandığı parayı.
Şimdi buna "görev zararı" derler biliyorum. Ve devleti zarara uğratan Tarım Orman ve bilmem ne bakanlığına bir şey olmaz; çünkü işin ihalesini alan yandaş bir firmadır mutlaka.
Malesef ülkemizde gücü elinde bulundurana dokunulmaz, elinde devlet gücü olmayana bütün ceza-i müeyyideler uygulanır.
Oysa "senin hırsızın, benim hırsızım"
diye bir şey yok; hırsız, hırsızdır !
Hani demiştim ya; "Bir hırsız bir hırsıza 'Hırsız' dedi". Olayın aslı ve yekâne temeli budur. Aslında yok birbirinden farkları lakin sadece biri Osmanlı Bankası'dır o kadar.
Yine bir şiirimde:
Siyaset mora çalar
Ceplerden para çalar
Bugün 'Ak' dediğine
Yarına kara çalar
***
Söylem sağa, sola gider
Menfaat kol kola gider
İş bu hal böyle yıllarca
Olagelmiş, olagider.
Şimdi milletten alınan vergileri böyle saçmalıklara verip devleti zarara uğratanlardan hesap sorsunlar da görelim bakalım. Biliyorum sormazlar; "Görev zararı" der, kapatırlar üstünü.
Şimdi sizlere başımdan geçen somut ve kanıtlayabileceğim bir olayı anlatayım:
Muhtarlığım döneminde köyümün yollarının dar olmasından şikayetçi idim. Bu olumsuzluğu birçok kez o zamanki TBŞBB Sn. Orhan Gümrükçüoğlu'na anlattım, sonuç alamayınca Ankara'ya gittiğimde bizzat Sn. Cumhurbaşkanı'na sözlü anlattım. Döndüğümde Başkan beni çağırdı ve "yolları genişletmek meşakkatli iş, çok uzun sürer; Gel senin 4 mahallene yeni su kanalı yapalım, kanalı yol kenarlarından açarsak kanalların üzerini betonla kapatırız, böylece yol 1 metreye yakın genişler. Kabul ettim; ihale açıldı. Bizzat ihaleye gittim; 3 firma girmişti ihaleye. Biri fiyatı epey kırıp aldı ihaleyi lakin işe bir türlü başlamıyor. Sebebini sordum o zamanki TİSKİ Gn. Müdürüne; "bazı sepeplerden dolayı ihale iptal oldu" dedi. Meğerse yandaş mütahite vereceklermiş ihaleyi sonradan anladım.! Ve işi ihalesiz alan mütahit işe başladı. Bizzat mütahitle beraber yolları santim santim gezip anlatmama rağmen yolu kenardan açmayıp ortadan kırdı ve perişan etti. O arada izindeydim ve il dışındaydım. Haberi alınca geldim ki perişanlık.! Hemen kovdum mütah it'i. Bir mahallemi perişan etmişti daha 2 mahallem vardı oralara sokmadım.
Daha sonra Başkan ve müdürler devreye girdi; "mütqhit asfalt kesme makinesi aldı, senin yol kenarlarını tahrip etmeden kesip yapacak" dediler,kabul ettim.
Hülasa kanallara döşenen boruların üzerine kum koyup öyle betonlamadı.! Kanalları olması gereken derinlikte açmadı ve bir türlü su damla akmadı.
Meğer mahallelerin başında tepo yokmuş.! Irmakları bağlamış.????Sizlere belki 'şaka' gelebilir lakin gerçekten durum tam da böyle.
Güya işi bitirdi ya teslim edecek; o zamanki TİSKİ OF Şb. Md. Sn. Zeki Aydoğdu teslim alıyor işi. "Bu nasıl iş Zeki bey" dedim; "su aktı mi ki teslim alıyorsun"!
"Abi, mütah ite para lazım teslimi yapalım ki para alsın. Meraklanma taahhüt eden işinden 10 yıl sorumludur". Deyip geçici teslimi yaptı.
Şimdi o sudan bu güne kadar damla su almamıştır ve devlet zarara uğratılmıştır.
Bu masal değil, fıkra değil, mütahit Orhan Patır, o zamanki TİSKİ Gn. Müdürü Recep Köksal, Of sb. Müdürü Zeki Aydoğdu, mahallem Fındıkoba, mahalle burada, yapılan(mayan) iş burada.!!!
Ne oldu; "senin hırsızın benim hırsızımı döver" değil mi?

YORUMLAR

  • 0 Yorum