İslam'da Emaneti Ehline Vermek

Emaneti ehline vermek ne anlama gelir? İslâm'ın temel prensiplerinden biri emânettir. İslâm dininde emânete çok fazla önem verilmiş¸ ferdî ve sosyal huzurun¸ maddî ve manevî kalkınmanın temel esaslarından birisinin de emânet olduğu belirtilmiştir.

İslam'da Emaneti Ehline Vermek
10 Eylül 2021 - 11:31

İslâm kaynaklarında emânet¸ oldukça geniş kapsamlı bir kavram niteliği taşır. Bu durum kelimenin Kur'an ve hadislerdeki kullanımından ileri gelmektedir.
Bizlere verilen en önemli emanet devlettir, Müslümanın Devleti yoksa Dini de bütün olamaz. Başta Devlet başkanı, Ordu, Millet Meclisi, Bakanlıklardan itibaren en alt mevkie kadar işler layık olana verilmesi emredilmektedir.
*Akıl büyük bir emanettir Allahın razı olacağı şekilde Kullanmak ve korumak zorundayız. 
*İlim-İrfan Emanettir Allahın razı olacağı istikamette kullanmak zorundayız
*İmamet, Cemaat Emanettir, mevkilere Allah'ın razı olacağı kişileri getirmelisiniz.
*Rızkımız,  Zekât ve Sadakamız üzerimize emanettir, Allahın razı olacağı gibi tasarruf etmek zorundayız.
*Bedenimiz emanettir, Allahın razı olacağı gibi kullanmak zorundayız,
*Ailemiz, Çocuklarımız Emanettir Allahın razı olacağı gibi sahip çıkmak korumak kollamak eğitmek zorundayız.
*Komşu, Akraba, Millet Emanettir Allahın razı olacağı şekilde davranacağız

Kur’an-ı kerimde ve hadis-i şeriflerde, işlerin ehli olana yani layık olduğu kimselere verilmesi emrediliyor. Görev yerlerinin emanet olduğu, bu emanetlere riayet edilmesi, uyulması emredilmektedir. 

Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Allah size, mutlaka emanetleri [işleri] ehli olanlara vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle davranmanızı emreder.) [Nisa 58]

(Biz emaneti [dinin emir ve yasaklarını], göklere, yere ve dağlara teklif ettik de onlar bunu yüklenmekten çekindiler, (sorumluluğundan) korktular. Onu insan yüklendi. Doğrusu o çok zalim, çok cahildir.) [Ahzab 72]

Müminler övülürken, (Emanetlerine [dinin emir ve yasaklarına] riayet ederler ve verdikleri sözleri yerine getirirler) buyuruluyor. (Müminun 8)

Bir işi yaparken de aralarında istişare ettikleri, birbirine danışarak yaptıkları bildiriliyor. (Şura 38)

Hadis-i şeriflerde de buyuruluyor ki:
(İş ehli olmayana [layık olmayana] tevdi edildiği [verildiği] zaman, kıyameti bekle.) [Buhari]

(Emanet zayi edildiğinde kıyametin kopmasını bekleyin. "Ya Resulallah, emanetin zayi edilmesi nasıl olur?" denince, (Görev ehlinden başkasına verildiği zaman kıyameti bekleyin) buyurdu. (Buhari)

(Allah yolunda savaş, bütün günahların affına sebeptir. Fakat emanete hıyanetin affına sebep olmaz. Allah yolunda öldürülen kimse, kıyamette, emaneti ödemeyince Cehenneme atılır.) [Beyheki]

(Emanete riayet edilmezse, zekat zorla verilirse, ilim, dine hizmet için değil de, para ve makam için öğrenilirse, kişi, hanımının meşru olmayan arzusunu yapmaya çalışırsa, ana babasına isyan ederse, fâsık ve ehil olmayanlar işbaşına getirilirse, kötülüğünden korkup zalime hürmet edilirse, gayrı meşru ilişkiler, çalgılı içkili yerler çoğalırsa, yeni nesil, önceki âlimleri kötülerse, o zaman çeşitli belaya maruz kalırlar.) [Bezzar]

(Emanete riayet etmeyenin imanı yoktur. 
Onun namazı da, zekâtı da kabul olmaz.) [Bezzar]
Bu hadisi şerif Gerçeğin özetidir, Emaneti ehline vermeyenler fitneye sebep olurlar, Fitne insan öldürmekten büyük bir vebaldir. 
Kişi, Millet, Ümmet olarak ne çekiyorsak sebebi İşlerimizi Emanet ettiğimiz kişilerin liyakatsizliğindendir.

Bir işe diplomalı veya unvanlı kimse değil, o işi hakkı ile yapabilen kimseler getirilmelidir. Adam kayırmak, adama göre iş vermek uygun değildir. Her zaman işe göre adam seçmelidir. O eleman o işe layıksa o iş ona verilmeli, layık değilse, layık olanını aramalıdır.

DİP NOTLAR: Mevcut yönetimini Osmanlının Eyalet sistemi üzerine kuran ABD
30 yıl kadar önce Türkiye, Amerika’dan bir iş için general istiyor. Onlar da, o işi en iyi bilen bir albay gönderiyorlar. Bizimkiler, (Biz general istedik, siz albay gönderdiniz) diyorlar. Amerikan yetkilileri hayret ediyor, (Biz size o işi yapabilecek en iyi bir eleman gönderdik. Unvan sizce o kadar önemli mi?) diyorlar. Sonra, (Madem general istiyorsunuz, gönderdiğimiz albay, generalliğe terfi ettirilmiştir) diyerek terfisini gönderiyorlar. O albay, general olarak aynı görevi yapıyor.

Osmanlıda sıradan bir kişi üstün hizmetleri görülürse, bu kişi paşa, hatta sadrazam bile oluyordu. Amerika da bu sistem hâlâ devam etmektedir. 
Kore savaşında bir Türk astsubayının üstün hizmetleri görülüyor, Amerikan generali, ona öyle bir rapor veriyor ki, (Bu raporla seni albay yaparlar) diyor. Bizim astsubay diyor ki, (Bizde öyle sistem yok. En büyük başarılarda bulunsak da, teğmen bile olamayız) diyor. Amerikan generali hayret ediyor.
 


YORUMLAR

  • 0 Yorum