Yaş 64, Gönül hala 24 olamadı, Çok hızlı yaşamanın getirdiği sonuç bu olsa gerek.
Düşünürken hayallerim hep 70'li yıllarda takılıyor, 80'li yılların mahpus hayatını düşünmek istemiyormuyum ne..!
Çok Hızlı Yaşamak, Hayatın satır başlarını kaçırmaya vesile oluyor, Normal yada ağır ağır hayatı yaşayanlar için çok başlangıçlar vardır, Eğitim, iş hayatı, evlilik, çoluk-çocuk, emeklilik...
Hızlı yaşayanlar, Adı üzerinde hızlı, Siz hiç 180 km. ile giderken yol kenarlarındaki güzellikleri temaşa etmeye fırsat bulabilirmisiniz?
Yaş 64, Gene bir tesadüf eseri emekli oluyorum (aslında 15 sene evvel olmalıydım) Tesadüfen iş sahibi, tesadüfen çoluk çocuk, tesadüfen emeklilik, tasadüfen yaşamak.
işte çok hızlı yaşamanın sonucu, Kimseye hızlı yaşamayı tavsiye etmiyorum, Çünkü hiç bir şeyin gerçek anlamı kalmıyor, hayat 180 km. hızla gidildiği gibi, Sadece gidiyorsun, Senin için yol bitiyor haberin yok, Hızla gidiyorsun çevrenden haberin yok, Sanki hiç ölmeyecekmiş gibi.
Yaş 64, yirmilik gençelerin arasında kendimi hiç yabancı hissetmiyorum, onların bana "yaşım nedeniyle" hürmet etmesi moralimi bozuyor, otobüste yer verilmesi en moral bozucu durum, Biliyorum ki, çoğunlukla o yirmilik gençten fazla efor sarfediyor, yürüyor, çalışıyor, mücadele ediyorum. "Çevremdeki kötü örnekler böyle düşünmemin sebebi"
Yaş 64, beden uyarı veriyor her yokuşta, merdivende. İnad hayat tarzı olunca bedenin uyarılarını da dinlemiyor insan, İnadına koşacağım, merdivenleri çift çift çıkacağım.
Bitti oğlum, bu beden bu kafayı çekmiyor, Değiştir bu kafayı, Değiştirmezsen bu kafa yere düşecek bir gün, Gözlerin açık gidecek bu alemden.
Yaş 64, Hiç hayal etmedim bu kadar yaşayacağımı, Gençliğimi Yaşadığım Küçükpazar-Süleymaniye-Vefa semtindeki yoldaş arkadaşlarımın kahhar çoğunluğu 25 yaşını görmeden bir vesile göç ettiler hayatımızdan, Kimi öyle, kimi böyle, Hepsi pisi pisine.
Halbuki benimde gitmem gerkiyordu bu alemden pisi pisine, Bin kere hak etmiştim hiç! olmayı.
Hala yarını yaşayacağıma olan inancım yok, Geleceği geçmişte ciddiye almaya değer bulmuyor düşünmüyordum, Şimdi geleceğin ta dibine bakıyor Dünya'yı ciddiye almıyorum.
Kalû Belâ'dan ebediyete uzanan bir hayatın çok küçük bir parçası aslında bu 64 yıl.
Hayatı rahimden itibaren görenlere inat, akıbeti düşünmeyenler aldanmaktadır, pişmanlığı olmayacak bir aldanışta.
Merhum annem ihlaslı bir Müslümandı, lakin pek fazla ilmi yoktu. 85 yaşına geldi, evde yanlız kalmaya korkardı, "nefesi kesildiğinde oksijen tüpünü açıp nefes almaya gücü yetmiyecek diye"
Sordumİ, Neden korkuyorsun, Bu hayat buhasta bedenle yaşanmaya değermi, Senin gibi olsam Dünya için hiçbir tedbir almam (Zaten almıyorum) bitsin bu çile dediğimde, Merhum; " Oğlum ne gördük ki " demişti. Allah Rahmet eylesin.
Doğru olan Ölümden korkmakmı, yoksa ebedi istikbalin ne getireceğinden korkmak mı?
Nice milyar insan göçtü bu fani alemden, adları, sanları yok oldu gitti. Halbuki ne heybetle yürüyenler vardı içlerinde. Hiç ölmeyecek gibi.
Ölüm istemekle gelmiyor, kaçmakla kurtulunmuyor.
Ne yarınların çok ciddi planını yapalım, nede hızlı yaşarak bu günün hikmetlerini, Güzelliklerini gözden kaçırmayalım.
Sağlıklı huzurlu Mutlu ebedi istikballer dilerim
Abdullah Gözaydın Fatihten@gmail.com 
.jpg)
.jpg)
.jpg)
.jpg)


