Abdullah Gözaydın

Abdullah Gözaydın

Fatih'in Demokratik Geleceği
fatihten@gmail.com

Korona maceram böyle geçti Allah'ıma şükürler olsun

19 Nisan 2021 - 17:57

Korona salgını ve yaşadıklarım
Tarih 15 Mart 2020, Ulusal bir kanalda çalışan kardeşim evime geldi, Salya-Sümük akıyor, Hapşırıyor.
İşyeri doktoru nezle demiş üç gün izin vermiş, Kardeş kendisi ikna olmamış Etfal hastanesine gitmiş orada da aynı neticeyi almış.
O Sıralar Covit-19 Çin’de debeleniyor, Türkiye henüz vaka açıklamamış, Ben kendisine –Bu nezleye benzemiyor, dedim ama inandıramadım. Ne yapsın çocuk İki kere muayene olmuş endişe edilecek bir durum yok demiş doktorlar!

Son 2-3 yıldır nezle grip yaşamamıştım, O Akşam genzim yanmaya başladı, Ihlamur kaynattım iki bardak içip yattım.
Sabah kalktığımda burnum akmaya başladı, Öyle böyle değil, Önce peçete, Olmadı havlu ile burnuma tampon yapıyorum. Contası bozuk musluk gibi burnum sürekli akıyor.

Her zaman yaptığım gibi Evde bulunan Zencefil, Zerdeçal, Meyan kökü, Havlıcan tozunu Doğal bal ile karıştırdım günde 3-4 tatlı kaşığı yiyorum, Arada 8-9 tane Karabiberi çiğneyerek yutuyorum (tane olması önemli) saat başı bir su bardağı Bitki çayı içiyorum (Ihlamur, Dağ kekiği, Isırgan otu, Ebegümeci kurusu, Nane kurusu)
Günde 2-3 limonu kabuğu ile ince dilimlere bölerek yiyorum, Dilimin altında devamlı karanfil tutuyorum.

Kendim evde yaptığım Elma-Üzüm sirkeleri ile gargara yapıyor, Burnuma çekiyorum, Günde 1-2 bardak sulandırarak içiyorum


Ter ve ateş alabildiğine yükseldi, Nefes almakta zorluk çekiyorum, Halsizlik tarif edilemez boyutta.
Vücut susuz kalmasın diye devamlı bitki çayı ve bal şerbeti içiyorum, yemek yemem mümkün değil, Bol Bol elma tüketiyorum.
Bildiğim hayatımda solunum salgınlarında hiç ilaç kullanmadım, Bu yöntemle 1-2 günde atlatıyordum.

Sabaha düzelirim umuduyla yatmaya çalıştım, Uyumak mümkün değil bir şekilde sabahı yaptım, yataktan çıktım burun akıntısı gene başladı.

Bu tedavinin olmazsa olmaz parçası çok sıcak suyla banyo yapmaktır. Banyo yaptım biraz rahatladım sabah sonrası 2-3 saat uyuyabildim.

Tekrar kalktığımda 1-2 saatte havlu sırılsıklam oluyor, Bir yüz havlusu bir banyo havlusu birlikte kullanıyorum. Banyo havlusu ile terimi, Yüz havlusu ile burun akıntımı siliyorum

Bir gariplik var, Durumumda hiçbir iyileşme yok (Eskiden en fazla 24 saatte biterdi) Aklıma hiç Covit olduğum gelmiyor.
Çünkü Çin’deki haberlerde insanların yol ortasında zombi gibi yığıldığını gösteriyorlar, Benim henüz böyle bir durumum yok.

2. Gün Ter ve burun akıntısı devam ederken halsizlik çok ağırlaştı, artık ayakta Namaz kılamıyorum, bu gün 3-4 defa saatler süren kızgın su altında duş aldım.

Hastaneye gitmeyi düşünmüyorum, Derler ya “Solunum hastalıklarında tedavi olan 7 günde, Tedavi olmayan bir haftada iyileşir” . Buda geçer diyerek bekliyorum.

2. Gün gecesi Halsizlik, nefes almada zorlanma, ter hiç yaşamadığım şekilde bezdirdi. Artık ölebileceğimi hesaba katmaya başladım. Devamlı çift kilitle kapalı tuttuğum kapımın kilitlerini açtım, ne olur ne olmaz dışarıdan gelecek tanıdıklarım kapıyı açabilsinler diye.

3. Gün adeta banyodan hiç çıkmadım, Doğalgaz sobamı en soğuk günlerde 1-2 ayarda kullanırdım, Şimdi 4-5-6 da yakıyorum. Terlemekten şikâyetçi değilim, Mikrobu ancak böyle atacağıma inanıyorum.

Bir şeyler yemem lazım ama hazırlayacak gücüm yok, İki günde oldukça zayıfladım, sadece bal şerbeti ve bitki çayı ile aylarca yaşayabileceğimi biliyorum, Elma ile idare ediyorum Endişem açlık değil solunum yetmezliğinden ölmek.

Bitki macunum bitti, 3. Gün akşama doğru biraz kendimi toparladım, Evime oldukça yakın Sümbülefendi baharatçısı Mehmet’e gideceğim. Telefon ile isteyebilirdim ama gitmenin daha doğru olduğuna karar verdim.
Sarıp sarmalandım Mehmet’in dükkânına geldim, Sokak havası iyi gelmiş burun akıntım kesilmişti. Mehmet Bitkisel toz macunumu biraz daha çeşitlendirerek hazırladı, Eve geldim.

Artık saat başı bir tatlı kaşığı almaya başladım. Sık sık banyoya giriyorum. Terim oldukça durdu, halsizliğim devam ediyor. Kahvaltı türü bir şeyler hazırladım iyi geldi.


Bu akşam gerçekten derin bir uyku uyuyabildim. Sabah kalktığımda Burun akıntısı kesilmişti, Ara sıra olan hapşırmalar bitti, öğleye doğru terlemede sona erdi. Fakat yatak odamın ortalama sıcaklığı belki de 40-50 dereceydi.

4. Günden sonra her şey normale döndü, fakat 69 yıllık hayatımda böyle bir hastalık görmedim (kazalar-yaralanmalar hariç hiç hasta olmadım)

Bu ara mikrobu aldığım kardeşi aradım telefonu kapalı, mahallede sorduğumda kendisinin Covit’ten hastanede yattığını, Durumunun kritik olduğunu öğrendim. 
Ertesi gün kendisi aradı, Salgını çok ağır atlattığını, Şimdi serviste yattığını söyledi.


Eğer geçirdiğim solunum rahatsızlığı virüsünü bu kardeşimden kaptı isem Demek ki doğal bitki ve yöntemlerle Covit-19’u yendim. O Günler dışarı çıkmadığım için sanırım gerçek bu.

Güvensizliğim nedeniyle halâ doktora gitmedim, Solunum Virüslerinin her gün mutasyona uğradığı gerçeği nedeniyle aşıda olmadım. Elbette tedbiri elden bırakmıyor zaruretten sokağa çıktığımda koruyucu olmayan cerrahi maske değil İnternet üzerinden Çin’den satın aldığım FFP3-N95 solunum maskesi kullanıyorum.

Yılların verdiği tecrübe ile SARS-MERS, Domuz gribi gibi doğal solunum yolu virüsleri için aşı geliştirilmesi mümkün olmadan mutasyona uğrayarak etkisizleşti.

Şimdi 2021 başında mantar gibi aşılar doldu piyasa, Henüz 2. Ve 3. Faz denemeleri, gözlemleri yapılmadan, DSÖ tarafından Güvenlik onayı olmayan Çin aşıları piyasaya sürüldü.

Bu uygulama halkın kobay olarak kullanılması anlamına geldiğini söyleyen, Sosyal medya üzerinden uyarı yayınlayan pek çok etkin yetkin kişinin ulusal televizyonlardan yetkilileri ve halkı uyardığını izliyoruz.

DSÖ ve Sağlık bakanlığımız söz konusu iddialara cevap veremiyor halka Aşı olacaksınız diyerek telkinlerde bulunuyor. Bu kabul edilmez bir dayatma
Allah yardımcımız olsun.

YORUMLAR

  • 0 Yorum