Tanıtım filmleri hayal aleminden. Projede ne yazıyor?
Dolma, bu toprakların en sevilen yemeklerinden biridir. Envai çeşidi yapılır ama en çok yalancısı sevilir.
Hani inatla İstanbul'da yapabileceklerini iddia ettikleri adına Kanal dedikleri Su Yolu projesi var ya. İşte onu savunanların hiçbiri projeyi ne okumuş ne de incelemiş.
Mesela AKP'nin İstanbul İl Başkanı tweet atıp duruyor. Şöyle muhteşem proje böyle güzel proje diye. Övdüğü projeden vazgeçtim paylaştığı görseli bile incelememiş. Kanal resmi diye kullandığı görsel Antalya Konyaaltı Boğaçayı projesine ait. Laf aramızda, o projede İstanbul'dakinden farksız. Neyse ki, AKP belediyeyi kaybetti de Antalya sahilleri az zararla kurtuldu.
İstanbul Su Yolu için hazırladıkları görseller, animasyon filmleri de öyle. Projeyle alakası yok. Hatta projenin kendisinin bile içindekilerden haberi yok. Görsellerini görmüşsünüz, tanıtım filmlerini izlemişsinizdir. Ama biliyorum ki projeyi siz de tanıtım filmlerini hazırlayanlar ve cansiperane savunanlar gibi pek okumadınız.
Görsellerin bir tanesini övündükleri ÇED Raporunun kapağına koymuşlar. Su Yolunun içinde yolcu gemileri var, yatlar var ama köprü yok. Görselde tanker gelirken yolcu gemisi gidiyor. İyi de projeye göre Su Yolu tek yön, benim güzel kardeşim. Karşılıklı geçiş yok. Geçiş saati değilken Su Yolu'na giren gemiye trafik cezası yazacaklar mı sence?
Görsellerde tanıtım filmlerinde olan köprüler desen, hiçbirinin projedekilerle alakası yok. Oysa ÇED Raporunda hepsinin şekli çizilmiş boyutları belirlenmiş. Tanıtım filmi hazırlayanlar zahmet edip bakmamışlar bile raporlara, aynı AK İstanbul İl Başkanı gibi.
Tanıtım filmlerinde yatlar vızır vızır geziyor. "Ne var bunda" deme hemen, güzel kardeşim. Ben de biliyorum projede "1.200 yat kapasiteli Yat Limanı Küçükçekmece Gölünde yapılacak" diye yazdığını.
ÇED Raporunun eki Risk Raporu ve raporun kendisi mâni okuyan ramazan davulcusu gibi bağırıp duruyor. "Kanal İstanbul'da gezi teknelerinin, balıkçı teknelerinin, turizm teknelerinin, küçük yat teknelerinin ve feribotların seyri tehlikelidir." Yetmiyor yandaki evin kapısında tekrarlıyor "hem tehlikeli hem de yasak" diye. Geçiyor sokağın ortasına, vuruyor davula bir daha söylüyor; "İlla ki yat Limanı yapacaksanız, yatlar için ayrı bir kanal yapın limana oradan gidip gelsinler" diye. "Projenin bile kendisinden haberi yok" derken bunu ve bunun gibi birçok şeyi söylüyorum.
İşte böyle güzel kardeşim, bilmem anlatabildim mi? "Yatım yok bana ne" deme biliyorum değil yatının katının bile olmadığını, ama sen de bil gezinti teknesine binip bir ucundan bir ucuna tur falan atamazsın üçüncü köprünün açılışında yaptığın gibi.
Hani kırk yılda bir de olsa İstanbul Boğazı’na gidip Kanlıca'da yoğurt yiyorsun, Sarıyer'de oltanı atıp balık yakalıyorsun ya da en azından gitme ihtimalin var.
Su Yolu yapılırsa kenarına 100 metre bile yaklaşamayacaksın. İnanma o videolara. Bak ÇED Raporunda ne yazıyor; "Emniyet şeridi için şev üst sınırından itibaren 100 metre uygun bir mesafe olarak belirlenmiştir."
Yani benim güzel kardeşim, bir tatil günü eşini çocuklarını alıp kenarında yürüyüp dondurma bile yiyemeyeceksin, lakin senin pek sevdiğin Katarlılar villalarında çocuklarına dondurma partisi verirken Su Yolu manzarası seyredecek tepeden.
Yalancı dolma güzel olur elbette. Hele Tokat yöresinden toplanmış körpe yaprakla yapılmışı. Ama üzüm hasadında toplanmış kart yaprakla sarılmışsa ağzında çiğner durursun nafile. Hiç boşuna inat etme yutamazsın.
Görünüşüne aldanma, ağzına atınca fark edeceksin yalancı dolmayı...
20.04.2021 - M. Şevket Atalay

YORUMLAR