KANALI İSTANBUL NE DEMEKTİR...

AMERİKAN PROJELERİ İŞLİYOR

Güzel kardeşim, bu bir Amerikan projesidir.

Bir çok sebebi var ama belki şimdi en önemlisi Montrö'nün düzenlediği Boğazlar rejiminin ancak bu kanalla değişebileceği.

Amerika Montrö Anlaşması değişmeden Karadeniz'e savaş gemilerini sokamayacak.

Bu on yıl önce denendi.

Türkiye Montrö'yü gerekçe göstererek sokmadı.

Bunun doğru yanlış olması ayrı konu.

Mevcud durum bu.

Yani, ortada, Türkiye'de Amerikan düşmanlığının artması ile ters bir durum var.

Durum gayet açık:

Büyük Ortadoğu ve Genişletilmiş Ortadoğu projesi Amerikan projesiydi.

Bugüne kadar yürüyen yıkım projeleri tamamen bu büyük plana göre hayata geçirildi.

Balyoz, Ergenekon ve benzeri davalar bu projelere karşı çıkanları temizlemeydi.

Açılım ve komşu ülkelerde yaşananlar da o projeyle ilgiliydi.

Unutmayın, biz Büyük Ortadoğu Projesi'nin eş başkanıydık.

Beş yıl kadar önce cılız bir ifadeyle çekildiğimizi açıkladık.

proje de değişmişti.

Fakat uygulamalar devam etti.

15 Temmuz Amerikan Projesi en sarsıcı olanıydı.

Henüz tam ne olduğunu konuşamıyoruz.

Konuşturulmuyor.

Bu husus çok önemlidir.

Irak'ta, Suriye'de olanlar da bu projenin devamıydı.

Rusya bu projede kendine dönük hamleleri bir yerde durdurmayı başardı.

Amerika ile pazarlığa girişti.

Biz yapamadık.

Irak'ta Türk varlığını koruyamadık.

Suriye'de koruyamadık.(Veya korumadık.)

Çünkü çıktığımızı söylediğimiz proje başka türlü işliyordu ve biz de ona uyuyorduk.

PYD böylece o büyük güce ulaştı.

Amerikan projesi yine bazı sapmalarla tuttu.

Hiç şüpheniz olmasın ki Suriye'den milyonları içeri almak da bu projenin bir parçasıdır.

Buna bağlı Afrika'dan ve başka üçüncü dünyadan akın akın Türkiye'ye gelişler var.

Projenin en önemli parçası budur.

Türkiye'yi Türk ülkesi olmaktan çıkarmak için bu nüfus değişikliğini planladılar.

Bu onlara yardım değil, yardım böyle olmaz; düpedüz kendini bozacak bir yıkım hareketidir.

Sıradan bir kabile devletinin bile kabul etmeyeceği bu durumu güya insanlık adına diyerek biz bir çadır devleti gibi yuttuk.

Veya proje yürüdü.

Yani, dostlar, siz yönetenlerimizin sözlerine bakmayınız.

Amerika'ya kafa tuttuğumuz filan yok.

Çok işlerde beraberdik.

Belki arada düşündük ama beceremedik.

Yine onların dediği oluyor.

Yöneticilerimizin dediği doğruydu:

İstanbul'a ihanet ettik.

Yukarda saydıklarımız da o tür şeylerdi.

Faturası henüz tam kesilmedi.

Çok başka ihanetler arasında bir yenisi daha gelmemeli.

Kamuoyu devreye girmeli.

Yönetenler ipin ucunu kaybetme tehlikesiyle karşı karşıyalar.

Bunu kaybettirmeyecek kamuoyudur.

Uyanma vaktidir:

Parti politikasını geçiniz.

Partileri de geçiniz.

Bizim günlük politikayla işimiz yok.

Derdimiz Türkiye.

Olanları anlayalım.

Amerika son yıllarda Türkiye'de en rahat proje yürüttüğü yılları gördü.

Dünyanın en büyük ve tek gücüyken yapamadı; en zayıf zamanında bunları yaptı.

Erbakan Hoca'dan ayrılan ekip "Biz Batı ile çalışacağız" demişti.

Batı ile böyle çalıştılar.

Böyle bir kazan-kazan projesi işledi.

Bir kenara yazın:

Evet, Kanal İstanbul da bir Amerikan projesidir.

Yağmur Tunalı