Şiir ile arzuhal

Nef'i kellesin verdi, bildiğinden şaşmadı;
Yazdığım dilekçeler Trabzon'u aşmadı.!
***
Yok mudur memleketin kaymakamı, valisi;
Yandı, perişan oldu Solaklı ahalisi.!
***
Uzak yerlerden geldik, içimiz sevinç dolu;
Bir yola rastladık ki, adı "Cehennem Yolu".!
***
Sabah altı'da başlar "tangır-tungur" sesleri;
Kursağımızda kaldı tatilin hevesleri.!
***
Böbrek taşın var ise Of-Taşhan yapsan yeter;
Toz bulutu ki, sorma; Sahra Çölü'nden beter.!
***
Her gün çakıl almaktan sular kayboldu çayda;
Yola hamile çıkan doğurur altı ayda.!
***
Tahir der; "malum zevat bulmazsa çaresini;
Hep beraber boylarız akıl hastanesini.!
***
Sayın Vali, Kaymakam; işte budur kederim;
Saygılarımı sunar, derdimi arz ederim...
Ahmet Temel(Tahir)Bulut
Solaklı Vadisi Of'tan Uzungöl'e uzanan vadinin adıdır. Bundan takriben 12 yıl önce yöremizden çıkan meşhur bir Bakan'ın KÖYDES projesi kapsamında kaymakamlık emrine tahsis ettiği bir miktar para ile bu yolun 13 kilometresi duble yol yapılmaya başlandı. Yol ihaleye çıkarken yörenin güçlü ailelerinden birine mensup genç (hangi yöntemle alındığı mechul) müteahhit yeterlilik belgesi olmamasına rağmen yeterlilik belgesi olan firma adına ihaleyi aldı.
Aldı lakin yol yapımı uzun sürdüğü için yöre halkı epey rahatsız oldu.
O vakitler her yaz olduğu gibi memleketlerine tatile gelen iş adamları bu durumdan rahatsız olup karayolları bölge müdürlüğünü arama gereğini duydular.
Yolu karayolları kurumu değil kaymakamlık yaptırdığı için haliyle karayolları topu yüklenici firmaya attı.
Şikayet edenle şikayet edilenler arasında şöyle bir konuşma geçti:
--Aloo.! Karayolları 10. Bölge müdürlüğü mü?
--Buyurun efendim evet.
--Of-Çaykara arasında yapılmakta olan yolun durumu hakkındaki şikayetlerimi bildirecektim efendim.!
--Lütfen ayrılmayınız, az sonra yetkiliye bağlanacaksınız.
--Lütfen ayrılmayınız, az sonra yetkiliye bağlanacaksınız.
(Bu durum en az 10 kez tekrarlandıktan sonra nihayet yüklenici firmaya bağlanılır.)
--Buyurun, ben yüklenici firma yetkilisi, neydi şikayetiniz?
--Efendim, Biz istanbulda iş adamıyız, yazın beldemizde tatile geliyoruz sıla-i rahim için lakin bu yaz tatil haram oldu; son model yeni arabalarımız kırılıp töküldü; mahvoldu.!
--Neden mahvoldu ki?
--Efendim, yol asfalt lakin 4-5 yüz metrede bir menfezler yaptınız 3 metre genişliğinde, üzerine asfalt dökmeyince haliyle asfaltta hızlanıyoruz, aniden bu menfezler karşımıza çıkınca fren-fren duramıyoruz, "küt" diye bozuk zemine düşüyoruz ve araçlarımız mahvoluyor.
--Benden ne yapmamı istiyorsunuz?
--Efendim, bu olumsuzluğa bir çözüm-çare bekliyoruz.
--Çaresi; yavaş gideceksiniz.!
Der ve telefonu şikayetçinin yüzüne kapatır.
Durum bana intikal ettirilir ve kaymakama şiirle bir şikayet dilekçesi yazmamı talep ederler.
Ben de yukarıdaki şiir-arzuhali yazıp bir cenazede gördüğüm kaymakama verdim.(O zaman henüz muhtar değildim)
Kaymakam dilekçeyi aldı, okudu, okudu, okudu; tekrar tekrar okuduktan sonra benden "bunu basına verme" diye ricada bulundu.
Ben de; "Bu Yolu salimen bitiriniz, sizi ulusal basında 8 sütuna manşet yapacağım" dedim ve dediğimi yaptım.
Yolu bitiren kaymakama daha sonra şöyle bir şiir yazdım:
(Aklımda kalan dörtlükler)
Ülkem istikbaline yeşeren umut musun
Hızır mısın melek mi, soyut mu, somut musun
Zenginden aldığını veriyorsun fakire
Çözülmeyen muamma, yoksa Robin Hood musun
***
Of böyle bir kaymakam görmedi kaç senedir
Siyaset lugatında hem kıstas, hem done dir
Tanımayanlar varsa, gerek yok referansa
Of'u yöneten insan, Türkiye'yi yönetir
***
Delikanlı duruşun, belli; Adanalı'sın
Toroslardan süzülen kara kovan balısın
Kaymakamlık gömleği dar gelir bedenine
Geçen günlere yazık, sen Vali olmalısın
Ve 1 ay sonra o zamanın en çok satan ulusal gazetesinde 8 sütuna manşet; "Of Kaymakamı Robin Hood".
Daha sonra bu kaymakam Vali de oldu...
Üşenmeden sonuna kadar okuyanlara teşekkür ederim.
Ben olsam üşenirdim...
Ömrünüze neşe bulaşsın...