Abdullah Gözaydın

Abdullah Gözaydın

Fatih'in Demokratik Geleceği
fatihten@gmail.com

BENİM HAYAT HİKAYELERİM : 1

05 Haziran 2023 - 17:37

Devlet memuru & Hak Hukuk adalet!

Yer: Eminönü Meydanı İETT durakları, Tarih Ocak 1997, Kara kış, yere düşen su donuyor. 35 Kocamustafapaşa otobüsünü bekliyoruz, 25-30 kişi sıraya girmişiz, Otobüs perona girdi, Yolcusunu indirdi.
Bu ara 2 genç kız kurnazlık yaparak, Kuyruğun sonundan otobüse bindi, Şoför sesini çıkarmayınca Sıra tersinde otobüse binmeye başladı.

Sıra bana gelince ıkıla-sıkıla bende bindim
Otobüs koltukları dolana kadar kimseden çıt çıkmadı, Sıranın başındakiler binmeye başladığında yolcular hesap sormaya başladı, “neden sıradan yolcu almıyorsun” şikâyetleri çoğalınca Şoför; yeter lân, karınızmıyız sizin, Her gelen hesap soruyor, Beğenmeyen binmesin.

Dayanamadım; Şoför 1.90 boyunda, azman biri olmasına rağmen, Kimse kimsenin karısı kocası değil, Millet sıraya girmiş sen tersten yolcu alıyorsun, dediğimde
-Sen sus lan it
-İtte köpekte sensin, Serserilik yapma dediğimde “Galiz Küfürlerle” Üzerime saldıran azmana yolcular engel oldu, Orta kapıya kadar geri geldim.

Şoför sen ineceksin seni götürmüyorum diye feryat ediyor hakaretler savuruyordu.
Bu ara, Hiç farkında değilim, Şoför orta kapıyı açmış arkadan gelip alnıma yediğim yumrukla kaşım patladı yere düştüm, yolcular gene mani oldu, Otobüsten indirildim.
Bu sıra polis geldi, Karakola diye yola çıktık, şahitlik yapmak isteyen iki vatandaşa siz Sirkeci karakoluna gelin diyerek boş polis otosuna almadı.
Hemen karşıda Mısır çarşısı arkasında Eminönü karakolu varken neden Sirkeci karakoluna gitmemiz ayrı bir soru

Şoför benden çok sonra karakola gelip ifade verip gitmiş. Şahitler zaten gelmedi.
Bu arada bir komiser; devlet memuruna nasıl karşı gelirsin? diye çıkışınca, Devlet memuru olunca küfür etme özgürlüğünüz mü oluyor dediğimde saçmaladı çekip gitti.
Saatlerce beklettikten sonra Polisler Koluma mühür vurup haseki hastanesine git rapor al dedi, Kendi imkânlarımla hastaneye geldim, 5-6 saat müşahededen sonra eve gönderdiler.
Ertesi gün polisle Sultanahmet adliyesine geldik, Savcı adli tıbba havale etti, adli tabip 3 günlük rapor verdi.

Web tasarımcısı olduğumu öğrenen tabip foto düzenleme programı sordu(Bu arada adli tabibin bilgisayarına “Korsan” Photo Shop yükledim.)
Bir müddet sonra Sulh ceza mahkemesine çıktık, Bana 3 gün rapor veren Adli Tabip, Şoföre de 3 gün rapor vermiş’.
(Bu arada olayın sanığı olduğunu öğrendim)

Kısa yargılama sonucu Bana Devlet memuruna hakaretten, Şoföre yolcuya saldırmaktan üçer ay ceza verdi ve tecil etti.
İtiraz ettim, Ben şoföre elimi bile kaldırmadım dediğimde “Yumruk attığı elindeki bir parmağı çıkmış” dedi.

Duruşma sonrası hemen adli tabip’ in odasına gittim, Kendisine şoföre nasıl rapor veriyorsun diye sorduğumda “Rapor vermesem işinden kovulabilirdi, Çoluk çocuğuna acıdım” diyerek verdiği sahte raporu savundu.
Bu raporun gerekçesi acımak mı, rüşvet mi Allah bilir..
Adalet asla değil elbette.

Olayın üzerinden 2-3 ay geçtikten sonra İETT genel müdürlüğünden bir ihbarname aldım
Olay günü söz konusu otobüsün 8 saat sefer yapamadığını, Bu nedenle maddi zarar meydana geldiğini, "Zararın 120.000₺" olduğunu, Bu zararı ödemeniz gerekiyor, aksi takdirde hakkınızda icra davası açılacaktır, deniliyor.

Bu ihbarnameyi alarak Karaköydeki İETT genel müdürlüğü hukuk işlerine geldim, Hukuk işleri müdürü bir İnş. Mühendisi!, Kendisine bu parayı ödemeyeceğimi, Olayın 18.30 da meydana geldiğini, Zaten Saat 20.00 den sonra sefer olmadığını hatırlattım.

Muhabbet ederken Trabzon Hayratta yapılan yeni camiminin Mühendisi olduğunu söyledi, pekçok ortak arkadaşımız olduğunu öğrendim. Müdür kişisel inisiyatifini kullanarak beni savunan bir ifade tutanağı hazırladı ve İETT dava açmaktan vaz geçmiş oldu.

Böyle bir ülkede yaşamaktan mutlu olan var mı? Ben gerçekten bezdim Ama Allahtan umut kesmek imana zarar vereceğinden Mücadeleye devam.

 

DİP NOT: Olayın teselli tarafı; 3-5 ay sonra durumu anlattığım bir İETT personeli arkadaşım söz konusu kişinin o tarihten sonra şoförlükten alınıp İkitelli otobüs garajında ayak işlerinde görevlendirildiği oldu. (O sıralar şoförler akbili olmayanlara kendi akbillerini bastırıyor bozuk yok ayağıyla fazla para alıyorlardı, Bir maaşı bulan bu avantadan da mahrum kaldı)

YORUMLAR

  • 0 Yorum