Diyanet TC. Laiklik ilkesine aykırı olarak Devlet kurumu haline getirilmiştir.
Müslümanlar devletin hiçbir kuralına müdahil olmadıkları halde Devlet kendine bağlı memurları üzerinden Sünni Müslümanlığı ibadetlerine kadar yönetmektedir.
Bu nedneledir ki Söz konusu namaz memurlarının cemaat üzerinde gayri İslami , Siyasi, politik yönlendirmeler dayatmaları, Devlet baskısı ile ibadetlere müdahale edilmesi sonucu cami cemaati namazını camide değil Evinde iş yerinde eda etmeye başlamış.
İslamın en önemli emri olan Allah rızası için cemaat olun emrini yerine getiremez oldular.
BENDE 30 YILDIR ALLAH'A CC. SIĞINARAK BU NAMAZ MEMURLARININ İCRA ETTİĞİ ADINA CUMA NAMAZI DEDİĞİ TOPLANTILARA KATILMIYORUM.
Yevmul Cum'a Namaz değildir, 2 rekat Farz olan bir namazı vardır. Kendisi hutbeden ibarettir. Bu toplantıya Bu hutbeye davet edilenler katılır.
Eski kitaplarda (Yalancılıkla adlananlar, Günahı kebair'i aleni icra edenler Yevmul Cum'a ya çağrılmazdı) denilmektedir.
Yevmul Cum'a şehir hükmünde olan, valisi kadısı bulunan yerlerde Şehri yönetenin hutbe okuması ile eda edilen bir referandumdur. Hz. Peygamber veda hutbelerinde halka nasıl hesap verdiğini görmekteyiz.
Bu gün ülkemizde uygulanan Yevmul Cum'a uygulamaları İslam'a, Sünnetullaha uygun değildir.
Yasin 21 de Sizden para menfaat istemeyenlere tabi olun diye emrediyor.
DİB Memurları maaş karşılığı Laik devletin ataması ile İmamet makamına geçiyor.
Bu Laikliğe de İslam'ın kendisine de aykırı bir uygulamadır.
Laik Cumhuriyet rejimi Hıristiyana-Kiliseye papaza karışmıyor, Yahudiye- Havraya- Hahamakarışmıyor, Aleviye-Cem evine-Dedeya karışmıyor. ama Sünni Müslümanlığı ibadetlerine kadar yönetiyor.
Laik devlet azınlıkların ibadethanelerine müdahale etmez iken Müslümanların vakıf mülklerini Devlet kurumu olarak keyfiyetten değerlendirmekte, kazanılan geliri İslam dışı kaynaklara (Vakıfbank+Faiz) aktarabilmekte, Vakıf mülklerini özel şahıslara satabilmektedir.
Bu çifte standarttan vaz geçilmesini, Sünni Müslümanların Diyanetinin devlet tasarrufundan ayrılması
Diyanetin Sivil STK kuralları ile yönetilmesini
Vakıf mülklerinin bu STK'ya devredilmesini Hukuka uygun olarak talep ediyoruz.
Kanunlarımızda bunu emretmektedir.
Dip Not: Her caminin derneği olmalı, Bu dernekler ilçe müftülüğünü, İlçe müftüleri İl müftülüğünü, İl müftüleri Diyanet işleri başkanını seçmeli.
Diyanet Devlet işlerine karışmadığı gibi TC. devleti de Kanuna uygun faaliyet gösteren Diyanet yönetimine hiçbir şekilde görev vermemelidir.
Namaz , İmam, Ezan, Tesbihat, Mevlidhan gibi ibadetleri Cemaat kendi arasında yapacağı seçimle düzenlemeli. İbadet için kimseye ücret verilmemeli.
İslami eğitim veren kurumlar DİB bağlı olmalı, Atalarımızdan itibaren Müslümanların Cami, Medrese, Sıbyan okulları ve Han, hamam, çarşı gibi gelir getiren vakıf mülkleri Diyanete devredilmelidir.
Din adına devlete müdahale yapılamadığı gibi Devlette Müslümanların ibadetlerini yönlendirici baskılar yapmamalıdır.
Biz Müslümanlar TC. devletimizden Cumhuriyetin Laik hukuku gerektiği gibi uygulamasını talep ediyoruz.
YORUMLAR