Av. Turgut Yenilmez

Av. Turgut Yenilmez

Ülkem meselesi
turgutyenilmez@hotmail.com

Cumhurbaşkanlığı Sarayında yapılacak olan adli yıl açılışına katılınıp

19 Ağustos 2019 - 09:31

▪Birkaç gündür Yazılı, Görsel ve Sosyal medyada, 

Cumhurbaşkanlığı Sarayında yapılacak olan adli yıl açılışına katılınıp katınılmayacağıyla ilişkin olarak, 

Lehe ya da aleyhe binlerce haber, açıklama ve yorumlar yapılmakta, ülkedeki ayrıştırma ve kamplaştırma Yargıya ve Barolara da sıçratılmaya çalışılmakta, 

▪Bazı paylaşımlarda ise 

Önyargılı, kasten, bilgisiz ve bilinçsiz 

bir şekilde kullanılmakta, 

özellikle siyasetin, kavganın ve bölünmenin bir tarafı olmamız beklenilmektedir. 

▪Bir Avukat olarak ; 

Sadece Hukukun üstünlüğü, 

Hukuk devleti, 

Bağımsız ve Tarafsız yargı erki, 

Hakim ve Savcı teminatı, 

Yargının saygınlığı ve güvenilirliği, 

Yargı organ ve makamlarının 

birlik ve beraberliği, 

Yürütme ve Yasama erkleriyle karşılıklı saygı ve anlayış içerisinde, 

Birbirlerinin alanlarına müdahale etmeden, 

Evrensel anayasa hukukunun doğal gerekleri doğrultusunda 

işbirliği, kutuplaştırma ve kavgadan uzak, 

Milli birlik ve beraberlik içerisinde, uzlaştırıcı, sağduyulu ve birleştirici, Cumhuriyetin Kurucu değerlerine ve ilkelerine inanmış, 

Hukuk eğitimi, fakülte sayısı, kontenjanlar, staj sorunları, 

Yargıya alternatif paralel yargımsı yapılar oluşturma çabalarının sonlandırılması, Mesleki sorunların çözümü, 

Güçlü Savunma ve sadece hukuk kurumu olması gereken Baro ilkeleriyle, meslektaşları arasında hiçbir ayırım yapmadan 

Üstün hizmet anlayışı ve 

özellikle Siyasi parti taraftarlığı, 

Siyasi görüş, cemaat, tarikat, dernek ve stk anlayışından ve şahsi makam ve çıkar beklentisinden tamamen uzak 

bir yönetim tarzını benimsemiş bulunmakta ve uygulamaya çalışmaktayız. 

Bütün bu hususlar, yaptığımız yüzlerce yazılı ve sözlü açıklamalar, yaptığımız hizmetler, eylem ve fiillerimizle sabittir. 

▪ALLAH HERKESE DÜN SÖYLEDİĞİNİ 

BUGÜN DE SÖYLEYEBİLMENİN, 

DÜN DURDUĞU YERDE 

BUGÜN DE DURABİLMENİN 

HUZURUNU VERSİN. 

▪Ülkemizde ve Yargıdaki kamplaşma, ötekileştirme ve kutuplaştırma her geçen gün artmaktadır. 

▪Bir Avukat olarak, 

bu değirmene su taşımadık ve taşımayacağız. 

▪ Her zaman doğru bildiğimiz ilkeler doğrultusunda, 

sağduyulu, bağımsız ve tarafsız bir duruş sergilemeye çalışacağız. 

▪Çözüm ve samimiyet odaklı her yere katılıp, düşünce ve önerilerimizi söyleriz. ▪Samimiyet, uzlaşma ve çözüm odaklı görmediğimiz yere ise katılmayız. ▪Ayrıştırmaya, bölmeye ve 

her türlü haksızlık ve hukuka aykırılıklara karşı, her zaman dik ve onurlu bir duruş sergileyemeye çalıştık ve 

Bundan sonra da çalışacağız. 

Biz bölen değil, 

Herşeye ve herkese rağmen, 

birleştiren olmak için çabalıyoruz. 

Tek kıstasımız 

Hukuk, Adalet, Hak, Vicdan, Cumhuriyetin Kurucu değer ve ilkeleri ile birlik ve beraberliktir. 

Yani kısaca bizler, 3. Yolcuyuz 

( Siyaset ve polemikten uzak, sağduyulu ve tamamen Hukuki bakış açısı yolu ) Değerli Meslektaşlarım. 

Her Baro ve avukat bağımsız olup, 

katılıp katılmamak tamamen 

kendi takdirleridir. 

Bu hususu, kavga, kutuplaşma, ıstatistik, yaftalama ve ötekileştirme haline getirmemeliyiz. 

▪Samimi olarak yapılan, sorunlara çözüm bulma, uzlaşı ve diyalog kanallarının açık tutulmasını da öneriyor ve önemsiyoruz. 

▪Cumhurbaşkanlığı Sarayındaki 

Adli Yıl Açılış Törenine, Katılmayacağız. 

Katılmama gerekçelerimiz, 

▪Siyasi iktidardaki yargı, savunma ve hukuki konulardaki samimiyet yokluğu, ▪Sorunları kasten anlamama, oyalama taktikleri ve tam tersine, çok daha yeni ve büyük sorunlar oluşturma hususlarıdır. ▪Yargı bağımsızlığı ve kuvvetler ayrılığı en önemli değerlerimizdir. 

Hakim ve Savcılarımızın teminat ve bağımsızlığı ile; mevcutların bir kısmını kapatma ve kontenjanlari azaltma yerine, halen yurtsuz, akademisyensiz ve niteliksiz fakülteler açma; 

Yatay ve dikey geçişler, fark dersler, sınavsız girilen yerlere dahi denklik vb. hukuksuz uygulamalarla, yurtdışı kaynaklı ve ucu açık binlerce öğrenci, kontenjan ve niteliksiz mezunlar sorunu; Stajyer ve Genç Avukat meslektaşlarımızın geçim sıkıntısı ve işsizlikleri; yüzbinlerce ana, baba ve ailenin hayal kırıklığı ve çaresizliği; 500-2000 TL arasında çalışan, 

intihar eden, ruhi bunalımla intihar aşamasında olan hukukçular, 

yaşlı meslektaşlarımızın perişan emeklilik ve geçim sıkıntıları; 

Avukatlara yönelik içler acısı emeklilik kriter ve maaş durumu; 

130.000'i aşkın hukukçuya rağmen, halihazırdaki 20.000 stajyer ve 102.000 öğrenciye rağmen, sözde kazanılmış hak iddialarıyla, yani 4 yıl sonrasına sınav avuntusuna rağmen, her açıdan Bakanlığa bağlı, 5 yıl kıdem şartlı, yazılı sınavlı ve mülakatlı, imtiyazlı, sözde ve zorunlu arabuluculuk sistemini, hukuka aykırı olarak kurma ve genişletme; sözde alternatif ve paralel, gerçekte ise zorunlu yargımsı yapı oluşturma çabaları; DMK'daki açık yasağa rağmen, 

hukuka aykırı yöntemlerle, 

uzlaştırmanın özellikle 

hukukçu olmayanlara da açılması; 

bu kadar hukuk fakültesine, kontenjana ve hukukçuya rağmen, 

idari yargı hakimliğinin herkese açılıp, KHK'yla sınırsız hale getirilmesi; 

CMK ücretlerindeki açık hukuksuzluk; ▪Bakanlığa ve siyasi iradeye bağlı yargı ve savunma oluşturma çabaları; 

▪Fikir ve düşünce hürriyetine yönelik sınırlamalar; 

▪Yargının erk olarak görülmemesi; 

▪Hak arama ve dava açmadaki aşırı masraf ve harçlar; 

▪Adil yargılama ve savunma hakkı üzerindeki engellemeler; 

▪21. yüzyıl Türkiye'sinde hala işkence, insanlık dışı uygulama ve kötü muamele; ▪Yargı üzerindeki siyasi ve bürokratik baskılar, 

▪Yargıyı baskı altına çabaları, 

▪Cimer-bimer uygulamasının amacından tamamen çıkıp, 

Yargı üzerinde baskı oluşturmaya dönüşmesi; 

▪HUKUK DEVLETİ YERİNE, 

POLİS DEVLETI KURMA UYGULAMALARI; 

▪Yargı mensuplarının, bir kısım kötüniyetli medya saldırı ve uygulamalarına karşı sahipsiz bırakılması; 

▪Hakimlik ve savcılık sınav ve mülakatlarındaki şaibe ve sıkıntılar,

▪50 Puan bile alamayan kişilerin 

Hakim Savcı yapılması 

▪Yargıya güven ve saygı sorunu, 

yargı üzerinde ve içindeki siyaset, cemaat ve tarikat etkinliği hususları; 

▪Sahadaki mesleki, hukuksal ve yargısal binlerce sorunların çözümüne yönelik olarak, 

Yargı reformu taslağındaki samimiyetsizlik, 

Oyalama ve tam tersi eylemler ve kararlar, en önemli göstergeler olup, 

her biri ayrı bir turnusol kağıdı gibidir. 

Bizim derdimiz, sıkıntımız ve çabamız bunlara yöneliktir.

Ancak bu durumu, yeni bir polemik ve ayrıştırma malzemesi olarak kullanmayı, resmi yazılar yazmayı ve basına duyurmayı da uygun bulmuyoruz. 

Gerçek ve samimi manada, 

Adalet, hak ve yargının sorunlarının çözülmesi temennilerinin gerçekleşebilmesi için, 

Toplumdaki her kesimin 

Emek, çaba, özveri ve inancına ihtiyacımız bulunmaktadır. 

▪Siyasî irade ve devlet yöneticilerinin, Yargı erkinin eşitler arasında birinci erk olduğuna, 

Kuvvetler Ayrılığı, 

Hukukun Üstünlüğü ve 

Hukuk Devleti ilkelerine, 

Adalet, liyakat, Savunma ve eşitlik kavramlarına ve evrensel yargı kurallarına inanmaları ve 

saygı göstermeleri şarttır. 

Cumhuriyet Savcısı, Avukat ve Hakimlerimizin ise, aynı yolun yolcusu ve hizmetkarları olduklarını unutmadan, hukukun tüm evrensel ilkelerini benimseyerek, 

karşılıklı saygı ve meslek kurallarına 

tam bir inanmışlık ve adanmışlıkla, 

BEŞER OLAN HİÇBİR ŞEYİN ÖNÜNDE EĞİLMEDEN, 

KORKMADAN ve ÇEKİNMEDEN görevlerini ifa etmeleri gerekmektedir. 

Tüm Hukukçuların hiçbir menfaat, makam, ikbal, siyasi görüş, güç, tarikat, cemaat ve mezhepsel konu, grup ve subjektif hususlara bakmadan ve takılmadan, 

Sadece ve sadece evrensel ve 

mesleksel adalet, savunma ve yargı ilkelerine inanmaları ve bu uğurda yılmadan, usanmadan ve cesaretle mücadele etmeleri, 

En temel kural ve ilkemiz olmalıdır. 

Tüm insanlarımız, 

kendileri ya da grupları için değil, 

herkes için evrensel ve ilkesel adalet anlayışını benimsemeli ve istemelidir. 

Toplumun tüm katmanlarının adalet, savunma, eşitlik ve hukuk ihtiyacını 

en üst perdeden talep etmesi gerekmektedir. 

Uzun tarihimiz sonrasında, 

1923 yılında kurulan Cumhuriyetimiz, Evrensel hukuk ilkelerini kabul etmiş, Milli hasletimiz olan ADALET, HAK ve AHLAK BİLİNCİNE, 

insanlık tarihinin evrensel hukuk ilkelerini ve kurumlarını da eklemiştir. 

Evrensel, milli ve dini tüm hukuk, yargı, savunma ve adalet ilke ve değerlerimize ve özellikle vatandaşlık bilincine ve hukukuna sahip çıkmalı, 

birleştirmeli ve uygulamalıyız. 

Ancak ve ancak bu şekilde, 

Milli birlik ve beraberliğimizi, 

Ülkemizi, millet ve insan olarak varlığımızı, 

Hukuki güvenlik ve huzurumuzu koruyabilir ve sağlayabiliriz. 

Devletimize, 

Cumhuriyetimize, 

Cumhuriyetin kurucu değerlerine, Kuvvetler ayrılığına ve 

Evrensel hukuk İlkelerine sahip çıkmaktan başka yolumuz ve 

çaremiz yoktur. 

Saygılarımızla…