O normal insanları değil Fırsatçı, Tamahkar, Hilekârları dolandırırdı.
Sahte döviz, Saat kulesi, Galata köprüsü, Apartman satmışlığı vardı.
Her fırsatta Gençlere nasihat eder, Yasadışı işlerin huzur, zenginlik getirmeyeceğini, Mazlumun ahını alanlar, Eninde sonunda yapanın yanına kâr kalmadığı uyarısını yapardı.
Bir tanıdığım ise 70'li yıllarda, O günlere kadar çalındığı duyulmamış Mercedes Otomobillerin nasıl çalınacağını keşfetmişti.
O Yıllarda Ortadoğulu kişilerin Avrupadan kiralayarak sahte belgelerle Almanyadan çıkarıp Türkiyede hurdacılara sattıkları arabalar genelde 5-10 yaşlarında eski model oluyordu.
Birde Almancı yurtdaşlar kasko yaptıkları otomobillerini el altından satıp, Çalıntı kaydı çıkarıp geri dönüyorlardı.
O tanıdık kişi Son model sıfır Mercedesleri 3-5 dakikada çalıştırıp götürebiliyordu.
100-120 bin DM olan otomobilleri 10-15 bin DMye piyasaya sürüyordu.
Büyük paralar kazanıyor, Fakat genede iki yakası bir araya gelmiyordu, Gece hayatı, kadınlar, kumar ile hep akıntıya kürek çektiğini, Bir dikili ağacının olmadığını itiraf ederdi.
Bazen yakalanır Yaralıda olsa bir şekilde kaçmayı başarıyordu, Bazende rüşvetle kurtuluyordu
80'deki son yakalanışında hakkında 120 den fazla dava açılmış, Her gün 5-10 duruşmaya çıktığı oluyordu. Sorgu hakimleri kendisinin künyesini ezberlemişlerdi.
Davaları İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa adliyelerinde olmasına rağmen o genelde %90 taşra cezaevlerinde olduğu için duruşmalarına çıkamazdı,
Uzaktan mahkemelere gönderdiği dilekçeler işe yaramazdı, kendini yeterli savunamadığı için yüzlerce sene ceza aldı.
Bir mahkemede hakime hanımın kendisini kınayan bir sözüne itiraz ederek
Sayın hakime hanım Ben ülkemin milli servetine katkıda bulunuyorum, Ülkemizdeki zenginlerin Almanyadan 120 bin DM'ye satın aldıkları Mercedesleri ülkeme bedavaya kazandırdığını itiraf ederken Bulgaristan, Suriye, Irak, İran, Pakistan, Afganistanda benim gibiler milli kahraman gibi korunuyor dediğinde Hakim hanım; Türkiye eşkiya ülkesi değildir diyerek itiraz etmişti.
1981 Atatürk'ün 100. yıldönümünde beklenen genel af darbeciler tarafından verilmeyince 10 yıl ceza yattıktan sonra tahliye olduğunda artık örnek bir Müslüman, Hukuka saygılı İyi bir vatandaş olarak hayata sıfırdan başladı.
Cezaevi onun için Medrese-i Yusufiyye olmuş, İslami ilimleri öğrenmiş, Milli değerlere saygılı mütevazı bir hayat yaşamaya devam etti.
Her zaman gençleri uyarırdı, Haramın binası olmaz., Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste, Allahın lanet ettiği bir kişiye dahi haksızlık yapma hakkımızın olmadığını, Şeytana dahi yapılacak bir haksızlığın cezasını çekeceğimizi söylerdi, Kişi kendi iradesi ile suç işliyor (Şeytana uydum) diyerek yalan söylüyor, Şeytan bu iftiranın karşılığını mahşerde kendisinden alacak derdi.
Ortalama ayda 200 bin DM kazandığı 70'li yıllarda hiç tasarruf yapamadığı halde 90 sonrası başladığı helal yoldan hayat mücadelesinde para biriktirdiğini itiraf ederdi.
Şimdi Allahtan başka kimseye muhtaç olmadan mütevazi bir hayat yaşarken günahlarının ve üzerindeki kul haklarının telefisi için salih amel gayreti ile çırpınıp duruyor. Allah cc. kendisinden razı olsun, Günahlarını bağışlayacak salih ameller nasip eylesin İnşaallah.
YORUMLAR