mücadele gerekçelerimizi ne yazık ki anlayamayacaksınız...

ANLAYAMAYACAKSINIZ
İç düşman gerektiğini düşünen zihniyetin ürünü dış güçlerle bağlantılı safsatasıyla birbiriyle ilişkisiz kişileri mahkeme yoluyla suçlu ilan edenler, anlamıyorlar.

 Gezi davası adı altında evrensel hukuk ve ülkemiz hukuk sistemine aykırı bir biçimde açıp sürdürüp ve sonuçlandırıp ceza yağdırdığınız bu arkadaşlarımızın verdikleri mücadelenin biteceğini düşünenler, anlamıyorlar.

 Gezi davası adıyla yargılanıp suçlu ilan edilen bu arkadaşlarımızın bazılarıyla tanışırım. Birlikte hukuka ve doğaya düşman paraya odaklı bir çok projeye, yapılmak istenenlere karşı mücadelenin içinde olduk. Bu mücadelenin hiç bir yerinde siyasi bir birliktelik olmadı. Tek ortak noktamız hukuka aykırı ve paraya odaklı projelerle kente, insan yaşamına ve doğaya onarılamayacak yıkıcı etki yapılmasını önlemekti.

 Bu arkadaşlarımız bir süre yanımızda olmasalar da bizler bu mücadeleyi vermeye devam edeceğiz. Siyaseten değil, fikren doğru olduğunu bildiğimiz için devam edeceğiz.

Gezi olayları ve öncesinden beri yapanlara değil yapılanlara karşıyız. Derdimiz A partisi veya B partisi değil. Öyle olsa bu mücadeleyi bir parti çatısı altında sürdürürüz. Hem suçlu ilan edilen arkadaşlarımız hem de bizler elbette siyasi anlamda tercihlere sahip kişileriz. Ancak bilin ki siyasi tercihlerimiz birbirinden çok farklı noktalarda. Siyaseten bir arada bir eylem yapmaya kalksak daha ilk toplantıda öyle kavgalar çıkar ki, şaşarsınız. Değil, birlikte eylem yapmak çay içmekten bile vazgeçeriz.

İşte anlamadığınız, anlayamadığınız bu. Birlikte tarik izlemiyoruz. Yani tarikat mensubu değiliz. Sizler tarikte olmak için tarikat mensubu olmak gerekir zannediyorsunuz. Seçtiğiniz tarik için tarikatın ve tarikat liderinin dedikleri itiraz edilemez vazgeçilemez dönülemezdir, sizler için. Bu arkadaşlarımız ve bizler tarikatla değil birey olarak varız. Her birimiz özgür düşüncemizle birlikte mücadele ediyoruz. Farkımız burada. Anlayamıyorsunuz.

 Aslında, derdinizin parkı paraya çevirmek olduğunu biliyoruz. Bizler Gezi'de parkı paraya çevirmenizi engelledik. Bizim derdimiz parkın paraya çevrilmesini engellemekti, başardık. Bu yüzden kin duyuyorsunuz. Kinle besleniyorsunuz.

 Bu arkadaşlarımız ve bizlerse kinle değil, bilimle ve sanatla besleniyoruz. O yüzden kültürü üreten bizleriz. İktidarda olmanın nimetleriyle kültürsüzlükle birikmiş kininizi kitabına uydurarak cezai mahkumiyet olarak uygulasanız da, bizler de kin birikmiyor. Biliyorum ki mahkum ettiğiniz arkadaşlarımız da, benim gibi size karşı kin duymuyorlar. Kızgın olabiliriz, ama kinli değiliz.

Aldığınız mahkumiyet kararı tarihte sizin ne şekilde yer alacağınızı gösteriyor. Bizler bu kararı kabul etmiyoruz.

Bu güne kadar yaptığımız gibi bundan sonra da böyle konularda yapana değil yapılana karşı mücadelemiz durmaksızın sürecek. Sizlerse mücadele gerekçelerimizi ne yazık ki anlayamayacaksınız...
Şevket Atalay