Prof. Dr. Nevzat Gözaydın

Prof. Dr. Nevzat Gözaydın

EDEBİYAT DEFTERİ DÜNYAMIZIN HALLERİ
ngozaydin@fatihhaber.com

Bu değer verdiğim birisini anma yazısıdır.

17 Mayıs 2024 - 03:46

Üniversiteyi bitirene kadar çocukluğumuzun ve gençliğimizin baharında, ruhsuz okul koridorlarında pek çok görevlinin pençesinden geçirildik. Yıllarca bizi şekillendirdiler. Pek çoğu bizleri vahşice törpüledi, özelliklerimizi yok etti, yeteneklerimizi ezdi, zamanımızı çaldı, eksikliklerimizle dalga geçti. Farklı olmak disiplinlik, soru sormak saygısızlık oldu. Ezberleyen ödüllendirildi, akıl yürütenler cezalandırıldı. Bizleri düzene uygun vatandaşlar haline getirmek için sistemli bir şekilde yonttular.
Eğer bugün bu topraklarda hala merhametli, ahlaklı, namuslu, adaletli insanlar varsa;
Eğer bu topraklarda hala okuyan, düşünen, konuşan, yazan insanlar varsa;
Eğer bu topraklarda hala seven, sayan, sahip çıkan insanlar varsa
onlara elini değmiş bir avuç “gerçek” öğretmenin sayesinde var.
Onlar, köreltmek yerine ateş böcekleri gibi bizlere yol gösterdiler
Kendi adıma şanslıyım ki bana dokunmuş olanlara üzerimdeki haklarını yaşarken ifade edebildim. Zaten onların beklentisi de sadece bu yalın teşekkürdü.
İlaç kokan üniversite dersliğinin kahverengi yağlıboyalı kapısı açıldı ve içeri hafif tombul, az saçlı birisi girdi. Çantasını masaya bıraktı. Kafasını kalabalık sınıfa çevirip şöyle bir göz gezdirdi. Çömez öğrenciler lise yıllarından kalan şartlandırılmış alışkanlıkla ayağa kalkmıştı. Herkes bir garip şaşkındı. Oturun dedi. Oturduk. Eline beyaz tebeşiri aldı ve yeşil boyalı yazı tahtasına alt alta üç kelime yazdı:
İyi, doğru, güzel.
Mavi gözlerin bir hikmeti mi vardır nedir, belki de Mustafa’ya zaafımızdan ötürü. Nevzat Hoca’nın sert bakışları kocaman yüreğini saklayamıyordu. Geleceğin gazetecileri ve televizyoncuları olarak okumayı ve yazmayı yeniden öğrendik. Okulda bir dersi sevmeyi öğrendik. Öğretmenle karşılıklı konuşulabileceğini öğrendik. Öğreten ile öğrenicinin birbirini sevebileceğini öğrendik.
O okuldan mezun olanların çoğu bir daha ki’yi yanlış yerde ayırmadı, de’yi de. Formüllere sokmadan doğru metin yazmayı öğrendik. Yazıda kendimizi ifade edebilmeyi öğrendik. Bazılarımız okumayı yeniden keşfetti. Bazılarımız araştırmayı, aradığını bulmayı öğrendi.
Nevzat Hocamız bizleri okul sırasında da, mezuniyette de, eğlencede de, cenazede de yalnız bırakmadı. Hepimizin yaşamına önce eğitmen sonra da dost olarak katıldı.
Nevzat Hoca onca zorluğa rağmen yolculuğunu verimli kıldı, ardında iyiyi, güzeli ve doğruyu bulmuş insanlar bıraktı. Ve zamanını doldurarak toprak anaya kavuştu.
Şu dünyadan göçen tanışlar arasında yüreğimde iz bırakmış birkaç öğreticimden birisi olan Nevzat Gözaydın’ı şükranla anıyorum.
Kendisini hep mavi gözleri ve şefkatli gülümsemesi ile hatırlayacağım.
Bu toprakların daha pek çok Nevzat Hoca’ya ihtiyacı var.

Teoman Kozan

YORUMLAR

  • 0 Yorum