DOSTLARIM! 2012 Yılında aşağıdaki yazıyı kaleme almışım. Sakin bir anımızda okuyalım diye tekrar paylaştım:
" Dünyadaki akımların, toplumumuzun ve gençlerimizin ne yöne meylettiklerinin ya da meylettirildiklerinin bazen çok geç farkına varıyoruz. İnternet deryasına uzaktan bir göz gezdirdim. Gördüm ki bir VAV fırtınası esiyormuş nice zamandan beri; kolyelerde VAV, bilekliklerde VAV, velhasıl ziynet eşyası olarak altın ve gümüş, taşlı ve taşsız çeşitleriyle her yerde VAV.
Ve bir bilmece çıktı karşıma: VAV bilmecesi. Geliniz bu yazımda birlikte duralım bu bilmece üzerinde.
Geçmişimizde, VAV harfi çok önemsenmiş; hem ruhen hem de şeklen. Meselâ; hattatlarımız VAV üzerinde önemle durmuşlar. İlk temrinlerini onunla başlatmışlar.
Dilimizde ve lügatlerimizde de, “V” harfiyle başlayan birçok kelime vardır. Bunlar, aslında hayatı anlamlandıran, hayatı izah ve ifade eden çok önemli kelimelerdir. Meselâ; Vahit, Vade, vuslat, visal, veda, vurgun, vefa, vera, vareste.. bunlardan bir kaçıdır.
Benim Acabalarım
Aslında uzmanına sormak gerekir, ama sormadan önce VAV ile ilgili aklıma gelen bazı acabalarım var benim.
Şöyle ki:
Bu harfin yazılışının çok kolay olduğu için midir acaba, onlar bu harfi temrin /alıştırma/ konusu yapmışlardır?
Yoksa onun bir çengel gibi, kelimeleri birbirine bağlayarak bütüncül bir anlam ortaya çıkarmasından mıdır?
Vav harfi, “HÛ” kelimesini oluşturan iki harften biridir. “HÛ”, “O” demektir. O ise, Allah demektir. Bunun için midir bu harfin önemi ve değeri hattatlarımız nazarında acaba?
İnsanın aklına o kadar çok soru takılıyor ki bu konuda. Meselâ, işte bir kaçı daha:
İnsan “vav şeklinde doğduğu için midir?
Vav kulluğun, elif ise İlahlığın simgesi olduğu için midir?
Esma’dan olan “VAHİD” kelimesinin baş harfi olmasından mıdır?
Vav’ın boynu büküktür, mütevazıdır daima,
İbrahim, ateşe atıldığı zaman, Yunus, balığın karnında seyrü sefer yaparken, VAV gibiydi,
Tüm kullar ve abdallar, Rablerine secde ederken de Vav gibidirler.
Bütün bunlar, yarın Ruzi Mahşerde VAYYY dememek içindir.
Bunlardan dolayı mıdır ki, hattatlarımız bu VAV üzerinde hassasiyetle durmuşlar?
Tüm bu sorularla birlikte bir şey daha geliyor insan aklına: Hattatlarımızın “VAV” üzerinde bu denli yoğunlaşmaları, yazının başında zikrettiğimiz hayatî önem taşıyan “VEDA VE VUSLAT kelimelerin, onunla başlamasından dolayı mıdır acaba?”
VAV İstifli Levhalar
Bazı mekânlarda levha halinde asılmış enfes yazılar vardır. Bunlardan birisi de: “İttekul vavât,” yani “vavlar” konusunda dikkatli olunuz” diye başlayan bir levhadır. Söz konusu bu VAV istifli hat yazısında, sorumluluğu büyük olan ve “V” ile başlayan kelimelere dikkatimiz çekilmektedir. Bunların: Valilik, Vezirlik, Velilik, Vekillik, Varislik ve Vakıf yöneticiliği olduğu ifade edilmektedir.
Bir de, sıkça rastladığımız ve Âmentümüzü dillendiren levha vardır:
“Amentü BİLLAHİ, diye başlar ve devam eder:
VE Melâiketihi, VE kütübihi,
VE rusülihi,
VE’L- yevmil Âhiri, VE bi’l- kaderi; hayrihi VE şerrihi minallahi Teâlâ
VE’L- basü badel mevt.
Hattatların, Vav harfinin şekline bu denli emek vermelerinin sebebi insanlar ona baka baka ona benzesinler ve onun ruhuna emek versinler diye midir acaba?
TEMENNİMİZ
Her şeyin kalite ve kantitesini yitirdiği bir çağda, iç dünyamızı VEHİM ve VESVESE fırtınalarının kuşattığı bir zamanda yaşıyoruz.
Gönül istiyor ki, insanlar gün gelsin, "elif" gibi dimdik ayakta dursunlar, yerinde ve zamanında "Vav" gibi boyunları bükük olsunlar. Tıpkı ceddimiz gibi. Onlar, selatin camileri inşa ederlerken, padişahların ibadet yeri olan hünkâr mahfillerinin giriş kapısını çok kısa yapmışlardı ve kapının üzerine de, çift olarak VAV harfini nakşetmişlerdi. Sultanlar da, SULTANLAR SULTANI’nın huzuruna çıkarken bükülsünler ve vav harfini görüp ibret alsınlar diye.
İnsanlar, dün VAV’ın şekline çok önem vermişler Bu gün de Vav’ı önemsiyorlar.. Keşke yarınlara doğru hem şekline hem de ruhuna emek verebilseler; Gün gelip “VEYL HALİME!” dememek için.
Keşke tüm kullar VAV olmanın değerini anlasalar da “Elif”i her işlerinde anahtar yapabilseler; Yarın “ VAH VAH BANA!” diye feryad etmemek için.
Sıkça VAV harfini hatırlayıp aynanın karşısındaki suretimize sormamız gerekiyor: “Ben ne zaman ve ne kadar VAV” olabiliyorum. İnançsızlara, zalimlere, fakir fukaranın hak ve hukukuna riayet etmeyenlerin karşısında “ELİF” gibi durmasını biliyor muyum? Bu duruşun bir sadaka olduğunun bilincinde miyim?
Bu temenni ve dua ile kalınız sağlıcakla..