Ali Karaca

Ali Karaca

Hayata Dair Ne varsa Düşünelim
alikaraca@gmail.com

YARDIMLAŞMAK VE DAYANIŞMAK..

06 Nisan 2025 - 19:03

YARDIMLAŞMAK VE DAYANIŞMAK..
(ADALETLİ VE ADİL OLMAK)
Bir zamanlar dünyayı tek başına titreten, adalet konusunda bozkırın töreli, tüzüklü ve kanunlu kavmi, necip Türk milletinin hukuk anlayışı dillere destandı.!
Bir devlet dara düştüğünde büyük Türk Hakanları, hemen devreye girerlerdi, şimdi sizlere Osmanlı - Türk Sultanı muhteşem lakaplı Kanuni Sultan Süleyman'ın adalet anlayışını ve yaptıklarını tanıtalım.
O gün güç durumda ki Fransa kralı Firansuva'nın annesinin yazdığı mektuba cevap vererek kendi dışında özellikle yardıma muhtaç tutsak (esir) bir Kral'a yardım için savaşı göze alan Osmanlı Devleti'nin padişahı Kanuni Sultan Süleyman Han bu lakabı "Kanuni" unvanlı bir Sultan olduğunu tüm cihana duyurmuştur.
Ben ki Sultanların Sultanı, Hakanların başı, krallara tac giydiren, Allah’ın yeryüzündeki gölgesi ve atalarımın fethettiği Akdeniz’in, Karadeniz’in, Rumeli’nin, Anadolu’nun, Karaman’ın, Rum Vilayeti’nin Zülkadriye’nin, Diyarbekir’in, Kürdistan’ın, Azerbaycan’ın, Acem’in, Şam’ın, Haleb’in, Mısır’ın, Mekke’nin, Medine’nin, Kudüs’ün, Arap ülkelerinin ve Yemen’in ve de ateş saçan mızrağımın ve zafer getiren kılıcımın gücüyle sahip olduğum nice ülkelerin Sultanı ve Padişahı olan Sultan Süleyman Han’ım.?
Sen ki Fransa ülkesinin kralı olan Françesko’sun. Kralların sığınağı olan kapıma mektup göndererek ülkenizin işgale uğradığını ve esir edilerek hapse atıldığınızı bildirmişsiniz. Bu durumdan kurtulmak için benden yardım istiyorsunuz. Gönlünüzü ferah tutun ve sakın üzülmeyin. Unutmayın ki esaret, hükümdarlar için hiç de tuhaf bir şey değildir. Bilesiniz ki, atalarımın yaptığı gibi, daima kılıcımla gezen ben de, sefere çıkmaktan ve fetihler yapmaktan çekinmem. Her an savaşmaya hazırım. Sadece Allah’ın dediği olur. Ne yapacağımı elçinizden öğreneceksiniz.
İşte bir Türk Hakan'nın muhteşem lakaplı, Kanuni Sultan Süleyman'ın olması gereken gerçek adaleti ve zülme karşı olan tutumu.! Dünya kanun ve nizamlarla yönetilir? İlah-i dinler ve hak Peygamberler, yeryüzünde bozulan nizamı ve düzeni yeniden tehsis etmek için yüce Allah (C.C) aldıkları vahiyleri tebliğ edici birer elçidirler. Onlar helak edilen kavimlerin yerine gelen toplulukları yeniden tehvid inancına davet için gönderilmiş "Elçiler ve Nebilerdir." Şimdi nerede, o kudretli Nemrutlar, Firavunlar, Kisralar; güçlü olan haklı olan demek, değildir. Hz Süleyman (A.S) Peygamber gibi bin yıllık bir ömür ve krallık sahibi yada muhteşem lakaplı, Kanuni Sultan Süleyman Han'a kalmayan bu dünya kime kalmış ki.!
"Bizim hükmümüz, irademizi elinde tutanın yanında toz zerresi kadar bile değildir."
Ali KARACA imzalı bu sözümde ki ifadem de, yaşadığımız bu fani dünya'dan büyük Krallar, Sultanlar, Padişahlar ve Komutanlar, geldi geçti, eğer adil olanlar vardı ise ünleriyle, anıldılar, zalimlerse (Nemrut ve Firavun) gibi onlar da kötü şöhretleriyle, anıldılar. Tarih'te Türk adı zikredildiği zaman karşılığı bozkır töresinde ki gibi adaletli ve adil olmak demek olan söylem ile çok uyumlu muteşabih (Benzeşen) bir durumu ifade ediyordu.
Emevilerin ve Abbasilerin zulmüne uğramayan o gün kavim ve millet var mıydı acaba.! Ya zalim Moğolların yada Haçlı zihniyetli yarı vahşi Hıristiyanların, kötü muameleleri ve katliamlaından nasibini almayan kim vardı.! Daha dün yaşadığımız Pandemi salgınında dünyayı kasıp kavuran bu durumundan Corona virüsü salgınından ders çıkartmayacaksak ne zaman ders çıkartacağız. Ben yaptım oldu mantığı doğru değildir. İnsanlık tarihi çok büyük olaylara (müsibetlere) şahit olmuştur, adaletli olalım ve mutlaka adil olalım? İnsanlığın da beşeriyetin de gereği budur.
Yakın tarihimize şöyle bir bakalım 1990 yılında ABD petrol için Irak'ı işgal etti, 2000'li yıların başında da diktatör Saddam Hüseyin'in iktidarını yıkarak, Irak devletini, güya bu despot rejimden ve Saddam Hüseyin yönetiminden kurtardı ve milyonlarca Müslüman'ın kanı oluk gibi döküldü.! Irak'da siyasi rejim değişti bölgesel bir Kürt devleti kurulmak için kollar sıvandı. Bugün Orta Doğu'da siyonist İsrail özellikle Gazze de ortalığı kasıp kavuruyor. İsrail, Filistinlileri yok ederek İsrail'den çıkartmaya ramak kaldı biz Müslümanlar bu kadar mı duyarsız olduk.! ABD Okyanus ötesinden gelip müdahale etme hakkını kendinde görüyor fakat biz Müslümanlar elimiz, kolumuz bağlı seyirci gibi izliyoruz.
Kimin gıkı çıkıyor peki, Türkiye'den bir iki cılız ses ve bireysel yardımlaşma ve dayanışma dışında yardım elini uzatan yok.! Özellikle Gazze'de ki saldırılarda her taraf yerle bir edildi, insanlık dramı tarihi yazılsa Filistin örnek gösterilebilir. Müslümanların bir yaptırımı oldu mu, yada bu vahşeti durduracak bir girişimi.! Yıllardır Filistin topraklarında ki işgal ve zulüm son bulmadı. Filistin halkına uygulanan vahşete tüm dünya seyirci, bu büyük bir insanlık dramıdır. Gerçi Arabistan farklı mı orası da adeta sanki tüm kutsal beldeler Kudüs ve Mescid-i Aksa gibi fiili işgal altında. Hz Ömer (R.A) gibi adaletli, Halife devlet başkanı nerede bulacaksınız, tabi ki arama ile olmuyor bu işler.!
Zulüm ve katliam sadece Filistin de değil dünyanın her yerinde devam ediyor. Çin Uygur Türklerine ve Müslümanlara son yıllar da, acımasızca baskılar ve işkenceler ederek onları sindirmeye kalktı.! Mübarek kandillerde ve Ramazan ayında bile bu taciz ve tecavüzler Müslüman Türklere karşı acımasızca devam etti. Myanmar'da Müslümanların çoğunlukta olduğu Arakan'da ordunun sivillere yönelik yaptığı katliam nedeniyle binlerce Arakan'lı Müslüman'ların evlerini terk etmesine vesile oldu.! Yine ABD Mısır ve Libya da ki siyasal iktidarları değiştirerek milyonlarca Müslüman kanının akıtılmasına sebebiyet verdiler. Petrol gelirlerine el koymak için hiç bir zalimlikten geri kalmayanlar daha sonra Çin'den tüm dünyaya yayılan çok basit bir virüsün Covit salgınına teslim oldular. Artık yeni bir dünya var, dengeler değişiyor. ABD'de Donald Turump yeniden başkan seçilince bir anda Rusya ve Ukrayna arasında ki savaş Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin de gayratleri ile sonuçlanma aşamasına geldi.!
Özellikle Suriye'de ki Esed zulmüne seyirci kalanlar kendilerini medeni diye tanıtan Avrupa dünyası Suriyeli mültecilere kapılarını kapatırken, vicdan ve merhametin de ortadan kaldırıldığına şahit olduk. Bodrum sahillerine vuran bebek cesetleri bile Avrupa'nın tavrında en ufak bir değişikliğe uğramadı. Öyle zalimleşti ki insanoğlu ve özellikle Müslüman coğrafyası; "Komşusu açken tok yatan bizden değildir" diyen sevgili efendimiz Hz Muhammed (S.A.V)'in Hadis-i şeriflerine kulak tıkayarak aç ve sefil Müslümanların dertleriyle hiç ilgilenmediler. Bırakın ekmeklerini bölüşmeyi, kendileri lüks içerisinde yaşarken kimsenin durumunu önemsemediler. Neyse ki Suriyede Esad rejiminin sona ermesiyle birlikte yeni bir Hükümet kuruldu fakat sorunlu olan devlet yapılaşması kurulan hükümet beklediğimiz ve arzuladığımız gibi değil.! Umarız yeniden demokrasi için düğmeye basılır diye düşünüyoruz.
On binlerce kilometre uzaklardan gelerek Orta Doğu coğrafyasını kan gölüne çeviren ABD'ne senin Akdeniz ve Körfez de gemilerinin buralarda ne işi var diyen bir Müslüman devlet çıkmadı.! Öyle ya ABD dünyanın jandarması, her dilediğini yapıyor. Çünkü akıtılan Müslüman kanının onların nezninde hiç bir değeri yoktur. Özellikle mazlumların arkasında durmak, düşküne, kucak açmak bu Müslüman devletlerin ve milletlerin aklına niçin gelmedi, Ermeni tasarısı için Türkiye'yi süründüren, başta ABD ve AB ulkelerinin bizlere karşı yaptıkları ortada.! Herkesin bir hesabı varsa yüce Allah (C.C) bir hesabı vardır. Gel gör ki en ufak bir küçük virüs salgını ile bu büyük mucize ile tüm dünya Pandemi hastalığı ile kavruldu.! Bu virüs ile modern batı bile baş edemedi düşünün, böyle bir belaya müsibete düşmeyeceğimizin kimse garanti edemez.
Yarın ne olur, kimin başına ne gelir onu kimse kestiremez, fakat, herkes adaletli ve adil olmak zorundadır. Özellikle de eda ederek geçirdiğimiz mübarek Ramazan ayında yardımlaşma ve dayanışma en üst seviyede olması gerektiğini bildiğimiz halde Müslüman topluluklar gayet duyarsız ve herkes kendi derdinin peşine, gösteriş derdine düşmüş bir şekilde tavır ve hareketleri gördük.! Gazze'de yaşanılanlar o zulme tepkisiz kalanlar insanlıktan nasibini almayanlar değiller mi.! Sosyo - ekonomik yapısı güçlü petrol zengini İslam devletleri, dünyayı dizayn etmeye çalışan emperyalistlerin emrinde adeta birer oyuncak gibi.! Bu mu Müslümanlık ve dindarlık bu mu adalet.! Koltuğunu kaptırmak istemeyen Müslüman devletler emperyalizme boyun eğmek zorunda kalıyor, o zaman adalet denilen hukuk sistemi niçin var.
Tabi ki birde bizler çok böbürlenerek her şeyi biz başardık diyerek ne ekolojik bir denge bıraktık nede endemik bitki örtüsü türü.! Bu arada suları acımasızca kirlettik, doğayı her bir çıkarımız için tahrip ettik, yeşile gelince ona acımasız davrandığımız kadar hiç bir şeye daha böyle acımasız, davranmadık. Ne bekliyorduk bir gün deniz bitecek ve her şeyin kıymetini anlayacağımız gün gelmeyecek miydi. Doğanın terazasini bozanlardan tabiat intikamanı alır. Doğal afetlerde yaşanılanlar ve heyelanlar da kaybedilen canlarımız ve kıymetli değerlerimiz bu durumun bariz bir örneğidir. İnsanoğlu nasıl bu kadar vahşi olabilir ki; oysa ki insan canlı varlıklar içersinde Eşref-i mahluk olan, yaratılanın ve yaradanın da iftiharıdır. Kendimiz ettik, kendimiz bulduk ve Pandemi salgınında ufak bir virüsle sarsıldık, hayatımız alt - üst oldu.! Başta büyük devletle süper güçler ve bizler çok büyük ekonomik kayıplar yaşadık, şimdi ekonomik olarak o yaraları sarmaya devam ediyoruz.!
Tüm ülke halkı ve vatandaşlarımız özellikle kardeşliğimize en çok ihtiyaç duyduğumuz bu hassas günlerde mutlaka birlik ve beraberliğimizi tehsis edelim ve yardımlaşalım.! Mübarek Ramazan bayramını öncesinde olduğu gibi sonrasında da gerçek ihtiyaç sahiplerine yardım elini uzatalım, onların yüreklerine dokunalım, bir yetim başını oksayalım, onlara her zaman bayramlar yaptıralım! Çevremizde, olan bitenlere karşı mutlaka duyarlı ve adaletli olalım.! Böyle davranışlar sergileyen vatandaşlarımıza ve yine adil Müslümanlara elbette müteşekkiriz, fakat yapılanlar hiç de yeterli değil.! Dayanışmak, inancımız ile birlikte töremizin ve necip Türk milletinin merhametinin bir gereğidir.
"Veren el olalım" düşküne ve mağdurlara da kol kanat gerelim. Unutmayalım ki bugün zulüm altında inim inim inleyenler bir zamanlar gülüp oynuyordu.! Bu durumdan biraz, ibret alalım, yardımlaşmak ve dayanışmak için vicdanlarımızın sesine kulak verelim, bu güç birliği için de çok önemlidir.
Ali KARACA
Araştırmacı Tarihçi
Yazar ve Şair
İSTANBUL

YORUMLAR

  • 0 Yorum