Hayatın gayesi İnsanın Kalû belâ günü kabul ettiği sınav
Bu nedenle her şey şuursuz, Sadece insana hizmet ediyor.
İnsanı hayattan çıkarın bütün dünya canlıları varlıklar sebepsizleşir
İnsanı yaratan Allah cc. Söz konusu sınavın sorularının tamamını insanlığın huzur ve saadeti için düzenlemiş.
Ne kadar temiz ve güzel ahlaklısın, Ne kadar doğayı temiz tuttun, devamı için emek verdin, O kadar değerin olacak huzuru mahşerde.
Elbette Allah’ın tek şartı Yapılanların tamamını Allah rızası için yapacaksın
Şuursuz kişisel duygularla yaptığın güzellikler sana iman nasip etmez.
İnsanın vazgeçilmez ilk sorgusu Allah’ı bilmek ve itaat etmek olduğunu unutmayalım.
Günümüzde birbirimizin hayır kapısı olmamız unutulmuş, Ya bireysel yaşıyoruz, Yâda insanlık umurumuzda değil.
Hiç ölmeyecek gibi hırslarımız var, Hesap vereceğimiz aklımıza dahi gelmiyor.
İnsanların “Özgür iradeleri” ile yaşanılan adaletsizliklerin faturasını Allah’a kesen gafiller Hayatın ölümle başladığını bilmiyor / inanmıyor.
İnsanlara yakın olmak yerine hayvanlarla haşır neşir oluyor.
Aradığı ilgiyi sadece doyma ve güvenlik içgüdüsü ile kendisine sırnaşan hayvana âşık oluyor.
Hayvan hakları onlar için vazgeçilmez mücadele arenası, İnsanlar umurunda değil adeta.
Kapitalist, fırsatçı, Yalan ve haramın harman olduğu günümüzün ekonomik faaliyetleri içinde kötülerde kendilerine bir kanal bağlayabiliyorlar.
İyiler Başta camide, Sonra çarşı pazarda yalnızlar.
İslam’ın emrettiği “Siz birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olmazsınız, İman etmeden kurtuluşa ulaşamazsınız” uyarısını hatırlamıyorlar bile.
Emekli olmanın rutinliği içinde Geç yatıp erken kalkıyorum, Sabah namazı sonrası biraz daha çalışıp gün doğduktan sonra gene yatıyor, Öğlenden birkaç saat evvel kalkıyor rutin işler, Öğle namazı ve sokağa adım atıyorum.
Nereye gideyim diye düşünürken aklıma gelen dost ve kardeşlerimin sayısı 5-10 kişiyi geçmiyor Milyonluk bu şehirde.
70 yıldır boşuna mı yaşadık bu yollarda diye sormadan edemiyorum
Bu gençliğin babalarını yetiştiren bizim akranlarımız, Neyi nasıl yanlış yaptık, Akranlarımızın önemli bölümünü, torunlarımızın tamamına yakını kaybettik.
Şimdi dövünmenin faydası yok, Batmışız bir tahta parçasına tutunmuş yaşam mücadelesi veriyoruz.
Sahile yüzmemiz mümkün görülmüyor, şartlara teslim mi olalım? Elbette hayır.
Allah’tan umut kesilmez vecizesi yardımımıza yetişiyor, Bekliyoruz umutla birileri çıkıp gelsin bizi kurtarsın, Bu arada doğaya teslim olmamak için azami gayret sarf ediyoruz elbette.
Ey dedeler, Çocuklarınız ve torunlarınızın iki dünyası ziyana yuvarlanırken sen hiç olmazsa takoz olmayı denedin mi?
Sözün dinlenmiyor diye hayata küsüp dört duvar arasında ölümü mü beklemektesin.
Ölüm kurtuluş olsaydı bu gün bu an ölümü isterdim. Ölüm gerçek hayatın başlamasıdır, Dünyada Nasıl yaşadıysak ebedi akıbetimizde o minvalde olacaktır.
Ey İhtiyar kalk gaflet uykusundan, Kendi çocuklarına, torunlarına ulaşamıyor olabilirsin. Senin kendisine ulaşmanı bekleyen nice sahipsiz nesiller var yaşadığımız bu sokaklarda.
Kısıkta olsa bir ses bir gıcırtı olalım Dünyayı cehenneme çevirmek isteyen kâfirlere Münafıklara inat.
Neye niyet ettim, Bir çırpıda neler yazdım!
Siz siz olun atıl durmayın yola çıkın nereye varacağınıza siz değil Allah cc. Karar verecektir Vesselam