SANA NE!...
Günah da benim...
Sevap da...
Sana ne!..
Yedim mi yetim hakkı!..
Yaptım mı şerefsizlik!..
Çaldım mı?..
Çırptım mı?...
Etttim mi, kula kulluk?..
Sana ne!..
Benimle birlikte mi bekleyeceksin Araf'ta?..
Senin sırtına mı bineceğim köprüde?..
Sana ne!..
Konduysam daldan dala...
Girdiysem gönülden gönüle...
İçtiysem rakıyı, şarabı...
Bağladıysam geceyi, gündüze...
Sana ne!...
Tuttum mu kolundan seni...
Oturttum mu günah soframa...
Sana ne!..
Sen mi yanacaksın benim yerime!..
Sen mi vereceksin hesabı!..
Sana ne!..
Tamam...
Masum değilim...
Tamam...
Sen değilim...
Tamam...
Belki de deliyim...
Sana ne!..
Sor bakalım karıncaya...
Sor çiçeğe...
Sor kuşa...
İncitmiş miyim belini...
Koparmış mıyım dalını...
Kırmış mıyım kanadını!..
Sana ne!..
Sen mi doldurdun kadehimi!..
Sen mi verdin mezemi...
Sana ne!..
Arama girme Rab'bimle...
Girme...
Suç da benim...
Günah da...
Sana ne...
#ŞevketÇoruh
**************
Şevket kardeşim Bazı hastalar tedavi olmak istemez, İğne acıtıyor, İlaçlar acı, kendimi kestirmem, sonu ölüm olduğuna inanmıyorum, Bu hastalıkla idare ederim vs. diyenlerimiz var
Bende geçen sene bu günlerde Ağır zatürre geçiriyordum (Covit olmadığımı) bildiğim için tedavi olmak istemiyordum, Allah razı olsun vesile olanlardan göz göre göre ölüme gidiyordum, Durumu anlayan arkadaşlarım ve Aile bireylerimin yoğun baskısı ile hastahaneye gitmeye razı oldum ve Bir ay yatmak zorunda kaldım..
Buradan yola çıkarak insanlara yardım etmek için nasihatte bulunmak (Kınamak için değil) tavsiyelerde bulunmak İbadettir. Sadece tavsiye değil. yaptırımda ısrar etmekte ibadettir.
Yukarıdaki öz savunmada Kötülükte azgınlaşmış kişiler örnek gösterilerek kendi küçük günahlarını savunması doğru değil, Birilerinin sapıklık yapmaması Onun genel eve gitmesini meşrulaştırmaz.
Bir gene de bütün kötülüklerden olmayı dileyen dualarımızı bu tür kardeşlerimiz için yapıyoruz Allah cümlemizin yardımcısı olsun
**************
Kur'an-ı Kerîm'de, ''Sizden hayra çağıran, marufu emreden, münkerden vazgeçirmeye çalışan bir ümmet bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir" (Ali İmrân, 3/104)
buyurulmaktadır. Bu ayetle marufun emredilmesi ve münkerden menedilmesi işi bütün İslâm ümmetine farz kılınmıştır. İslâm uleması bu görevi ümmet içinden bir grubun yapmasıyla diğerlerinden sorumluluğun kalkacağını, ancak hiç kimsenin yapmaması halinde bütün müslümanların sorumlu ve günahkâr olacağını söylemiştir (Yazır, a.g.e., II, 1155).
Başka bir ayet-i kerimede yüce Allah Söyle buyurmaktadır: "Siz insanlar için çıkarılmış en hayırlı bir ümmetsiniz. Marufu emreder, kötülükten vazgeçirmeye çalışırsınız; çünkü Allah'a inanıyorsunuz...'' (Ali İmrân, 3/110).
Müminler, dünyadaki en hayırlı toplumdur ve iyiliği emreden, kötülükten alıkoyan en güzel ahlâkla yetişmişbir toplumdur. Bu toplumun korunması için bu ayetlerle dinin en önemli ilkeleri olan iyiliğe, doğruluğa, güzelliğe, çağırmak emredilmiştir. Hz. Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: "Sizden kim bir kötülük görürse onu eliyle değiştirsin; buna gücü yetmezse diliyle onun kötülüğünü söylesin; buna da gücü yetmezse kalbiyle ona buğzetsin. Bu ise imanın en zayıf derecesidir'' (Müslim, İman, 78; Tirmizî Fiten. 1I- Nesaî iman 17 İbn Mâce, Fiten, 20).
-------------------------
BİZ KİMSEYİ ŞEYTANIN, İBLİSİN ELİNE TERK ETMEYECEĞİZ İNŞAALLAH
YORUMLAR