Yazının başlığına bakıp ne olduğunu anlamanıza imkan yok tabii. Zaten bende ülkemizde trafik kazalarına karşın önlem alınmamasını anlayamıyorum.
Ne yazık ki özellikle yaz aylarında artan trafik kazalarıyla ilgili kafa yormaların Cumhurbaşkanlığı seçimi üzerine yapılan yorumların yanında esamisi okunmuyor.
Yazının başlığına gelince. Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünün "Uçucu Ekip Uçuş Görev ve Dinlenme Süreleri ile Uygulama Esasları Talimatı" 'nın kodu.
Uçağa bindiğinizde sizi uçuracak olan uçuş ekibinin en son hangi uçuşu gerçekleştirdiği ne kadar süre dinlendiği ve bu uçuştan sonra ne kadar dinlenmesi gerektiği bu talimatla belirlenmiştir. Bindiğiniz uçak bu açıdan otobüsle yapacağınız yolculuğa göre çok daha fazla güvenlidir. Bu talimatın bir nedeni yolcu güvenliği ise bir diğer nedeni uçağın maddi değerinin korunmasıdır.
Şimdi soruyorum, uçak ve yolcuları için geçerli olan bu kuralların karayollarında uygulanmasını beklemem çok mu safdillik olur? Ya da fazla mı hayalperestliktir?
"Kaza bu işin fıtratında vardır" kelamına daha ne kadar sığınacağız? Kaza fıtrat ise uçuşlar için niçin bu tip talimatlar var? Çünkü uçuşlar uluslararası kurallara bağlı.
İşim gereği çok fazla şehirler arası seyahat yaptım. Otobüs şoförleri ve muavinlerin çalışma koşulları içler acısıdır. Mesela Antalya'dan Ankara'ya gitmek için otobüse binersiniz. Otobüs Afyon'a geldiğinde mola verir. Mola çıkışı şoför değişmiştir. Gönlünüz rahatlar, ama bilmezsiniz ki Sizi Antalya'dan Afyon'a getiren şoför aynı saatlerde Ankara'dan Antalya'ya gelen otobüsün direksiyonuna geçmiştir. Sizin araca ise Ankara'dan gelen şoför binmiştir ve Ankara'ya geri dönüyordur.
Şoför çalışma koşulları şehir içi belediye ve özel otobüslerde çok daha vahimdir. Daha birkaç gün önce İstanbul Kabataş'ta 19 yaşında bir kız çocuğumuzun bacağının kopmasına neden olan şoförün kaza öncesi son 72 saatte 60 saat direksiyonda olduğu ortaya çıktı.
Dört yıl önce yine bu konuda yazdığım "Otobüs Kazaları ve Sosyoloji" başlıklı makaleyi bulup okuyabilirsiniz. O zamandan beri değişen bir şey yok.
12 yıllık Başbakanlığında bu konuda bir çabasını göremediğimiz uzun adamın Cumhurbaşkanlığı sırasında bu konuda çözüm üreteceğini düşünüyor musunuz?
Gelin, çözümü bir kişiden bekleme hastalığından vazgeçelim. Yolcu taşıyan karayolu araç şoför ve ekibi için de böyle bir talimat hazırlanması için çaba gösterelim. Trafik kaza istatistiklerinde dünyada ilk sıralarda yer almaktan kurtulalım.
Yukarıda bahsettiğim yazımın son cümlesini bir kez daha not düşüyorum.
"Gelin küçük sorunların çözümüne fikir üretelim, büyük sorunlar kendiliğinden çözülür."
13.08.2014
M. Şevket Atalay
YORUMLAR