FATİH’Lİ ALİ DESTANI…
Ali’de ne var? Ocak yıllarından gelen birikimin parti çalışmalarına doğru uyarlanabilmesi, sosyalleşebilme yeteneği, bireysel özgüvenin siyasi alana taşınması, özgür ve özgün fikirlere açıklık ve ekip ruhu.
İstanbul’da siyaset takım elbise giyip kravat takmakla olmuyor.
Olsaydı Kasımpaşa’daki bütün deliler siyasetçi olurdu.
Hepsi takım elbise, kravat gezer.
Bazıları aradan sıyrılıp siyasette başarılı oldu ama onlardan ne çektiğimiz de ortada.
Ulusal basında İstanbul’da Milliyetçi Hareket ile ilgili çıkan haberlerin yarısından fazlası eşofmanlı bir ilçe başkanının maharetiyle oluşuyor.
Tanıdım tanıyalı eşofmanla gezer.
Kravat taktığında mizah dergilerinden fırlamış tiplere benziyor.
Zaten takmasın.
Yakışmıyor. Alışık olmadığı için yakıştıramıyor.
Soyadı Çolak, kendisi topal.
Adı da Ali olunca İstanbul’da alışılagelmiş ilçe başkanı kıvamı zaten hercümerç oluyor.
İlçe başkanlığına aday olacağım dediğinde ‘Eyvah’ demiştim.
Yanıldım.
Oysa her gittiği yerde facebook’ta kurduğu sanal bir tarlayı sulayıp, ekinlerini toplarken gösterdiği ihtimam ve özeni, sahiplendiği, sahipleneceği yerler ve değerler için de kerteriz almalıydım.
Dedim ya yanılmışım.
Kişiliği ve birikimleriyle önce ilçede sonra İstanbul’da kafası çalışan gençleri etrafına topladı.
Bunun benzerini pek çok kişi başardı İstanbul’da. Fakat hiç biri Ali kadar muktedir olamadı.
Çünkü Ali büyük bir eksiğimizi, mizahı siyasete taşıyacak bir üsluba sahip.
Mizah neden önemli? Çünkü mizah beraberinde özgürlüğü de getiriyor.
Öyle de oldu.
Fatih ilçeye gelen, kafası çalışan, partili herhangi bir genç, aklına gelen herhangi bir konudaki özgün siyasi çalışmayı, pankartı, broşürü, eylemi, her neyse; hayata geçirebileceğini gördü.
Anlı-şanlı isimlerin mırın-kırın edeceği pek çok özgün çalışma Ali’nin sayesinde hayat buldu.
Fikir anlatılmaya başlandığında gülmeye başlar. Çok uçuk-kaçıksa kahkahayla. Bu gülüş farkında olmadan gençlerin her şeyi anlatabilmesine olanak tanır.
Bunu bilinçli olarak yaptığını sanmıyorum. Yapısı öyle.
Böylece gençlerin en saçma fikirleri bile anlatabilmesine olanak doğdu.
E zaten en aklı başında fikre de güldüğünden kimsenin alınganlık göstermesine lüzum kalmadı.
Fikri buldu ya…
Genel merkez ne der?
Birileri telkin eder mi?
Parti içinde bu işten kim, nasıl faydalanır?
Yok, o parayı nereden bulacağız.
Yok, alet edevat eksik.
Yok, haklıyız ama başımıza iş gelir.
Hiçbir yapay bahane haklı ve yapılması gereken bir işe mani olmamalı O’nun gözünde.
Allah da doğrunun ve haklının yanında.
Kafasına yattı mı?
Fikir özgün mü? Yapılması gerekiyor mu?
Tek kelime.
Yapalım anasını satayım.
Çalışma yapıldı ya.
Pek çok anlı şanlı isim yapmadıkları şeyleri dahi kendi hanelerine yazarken O, fikrin sahibini ballandıra-ballandıra anlatır her yerde. Fikir hırsızlığı yapmaz, rol çalmaz.
Fikrin namusuna saygı mı dersiniz? Yoksa özgüven mi?
Ben siyasette olmazsa olmaz duruş diyorum buna.
İyi oldu ben yaptım, kötü oldu şu yaptı hikâyesi de yok.
E ne oluyor sonunda?
Özgür bir siyasi alan ve fikrin sahibine gösterilen hürmet beraberinde buna imkân tanıyan insanı da yüceltiyor.
Öyle de oldu.
Öyle bir geçer zamanki, Beni Yıka pankartları, Temiz El stratejisi, Star gazetesi, Egemen Bağış, Mustafa Demir, sanal âlemi sallayan gençler, Fatih belediyesi.
Hangi birini sayayım.
Onlarca haklı eylem.
Haklı olduğu tüm mevzularda çağdaş, özgün ve gerektiğinde dozunda sertlik.
Neticesinde yapılan tüm eylemler onlarca kanalda.
Ülkücüyüz de kanallara çıkartmıyorlar da falan da filan…
Gizli ajandalarla ilgili haklılık tarafı olan düşünceler bunlar.
Fakat haber olabilecek özgünlükte çalışmaları haber atlamamak için yayınlayacak onlarca da kanal var.
Kısacası.
İlçe başkanı olmadan önceki Ali Çolak ile Fatih İlçe Başkanı Ali Çolak arasında dağlar kadar fark var.
Ali’de tüm bu işleri yapabilecek büyük paramı var?
Yok.
Olsa düşünemiyorum zaten.
Ali’de bağlantı, imkân mı var?
Yok.
Ali’de takım elbise, kravat mı var?
Yok.
Ali’de ne var?
Ocak yıllarından gelen birikimin parti çalışmalarına doğru uyarlanabilmesi, sosyalleşebilme yeteneği, bireysel özgüvenin siyasi alana taşınması, özgür ve özgün fikirlere açıklık ve ekip ruhu.
Sadece Ali mi var İstanbul’da?
Beyoğlu’nda Murat Doğan’ı takip edin. Ümraniye’de Selim Tahmaz’dan ümitliyim. Esenler’de Suat Yılmaz sivrilecek.
Diğer ilçe başkanları?
İstanbul’da standart parti çalışmaları bile takdire şayan. Emek ister. Fedakârlık. Her bir İlçe başkanımız farklı meziyetlere sahip.
Lakin bu yazıda değindiğimiz konu farklı.
Destan diye Keşanlı Ali’yi bilirdiniz ya.
Yanına bir de Ali’yi koymanın zamanı geldi.
Fatih’li Ali destanı.
Rüstem FIRAT www.gazete2023.com