Her canlı gibi insanoğlu da doğar, gelişir, büyür, ihtiyarlar ve nihayetinde ölür.
Biz bütün safhaları düşe kalka bitirdik ve şimdi son durağa geldik veya musalla taşına çok yaklaştık.
Allah şahittir ki, koca bir ömrü çocuklarımın, yakınlarımın, Türk milletinin ve Türk dünyasının huzuru ve mutluluğu için tükettik.
Hayatın son demlerini yaşadığımız bugünler de veya Ne kaderdir ki, ömrümüzün son safhasında da milletçe yaşadığımız toplumsal travmaların bizim şahsı dünyamız da açmış olduğu yaraların sancıları artık dayanılmaz noktalara gelip dayandı.
Çek kendini bu alemden artık, gir gideceğin son yoluna düşünsen de Allah in verdiği ömrü ve nefesleri tüketmek veya sonlandırmak elbette değil bizim elimiz de.
Ağlamak çare olsaydı koca bir ömür ağladık.
Gözyaşı dökmek çare olsaydı, nehirler gibi aktı gözyaşımız.
Bağırıp çağırmak netice getirseydi ömrüm boyu bağırıp çağırdım.
Belki boyun eğmek çare idi ama ben işte onu hiç yapamadım veya yapamazdım..
Şimdi geriye bakıp muhasebe ettiğimiz de tek kazancım dağlar gibi günah ve deryalar gibi öfke.oldu diye yanarım.
Her şeyin sahibi yüce Allah in merhametinin sonsuzluğu şimdi tek hazinemiz ve tek umudumuz.
Cümlemizin ebedi hayat adresinin cennet olması dilek ve dualarımla dost ve düşman ayırmadan herkese hoşça, kardeşçe ve Türkçe yaşamanın yolunu bulmalarını salık veriyorum.
Allah bizlerin yaşadıklarının zerresini torunlarımıza yaşatmaz inşallah.
Allah cümle düşmanca ve şeytanca oyunlarından Milletimizi muhafaza eder inşallah.
SEYFULLAH FIRAT