Şerif Simavi

Şerif Simavi

Gönülden Gönüllere
simavi48@gmail.com

ASİLLER ÖLÜMDEN KORKAR MI?

06 Temmuz 2023 - 12:13

 Asiller hiçbir zaman ölümden korkmazlar.
Hatta ölüm için her an hazırlıklı olurlar.
Doğuda da Batıda da böylesi yiğitler hep olagelmiştir.
Meselâ; dillere destan bir EBU ZER vardır.
Hani şu çok mütevazı yaşayan;
Hani kimseye minnet etmeyen EBU ZER.
Hani şu uzun boylu, esmer, geniş omuzlu ve saçları beyazlaşmış adam.
Hani şu, vefatında mirasçılarına harab bir ev;
 Üç koyun ve birkaç keçiden başka bir şey bırakmayıp göçüp giden adam. 
Sırtında giyecek elbisesi olmayan,
Kendisine elbiseden bahsedilince:
 "Bana elbise değil, kefen lâzım" diyen güzel SAHABE. 
Hani hastalanıp da öleceğini anlayan şaşkın eşine;
“Üzülme, Mekke tarafından bir kafile gelmedikçe ölmeyeceğim” diyen Ebu Zer.
Ve bu kafile ile gelen bir gencin kendisine kefen getireceğini söyleyen SAHABE.
 Ara sıra da, hanımına: 
"Bak bakalım, ufukta toz bulutu görüyor musun" diyen, kefenini gözleyen Ebu Zer. 
Hani bazılarına: "Müslümansanız, Ebu Ze gibi yaşayın" denildiğinde, "O KURAL DIŞI BİR ADAMDI" dedikleri Ebu Zer.
Nihâyet H. 31 (M. 651-652) yılında bir gün ufukta bir kervan göründükten kısa süre sonra, dâr-ı bekâ'ya göçen Ebu Zer.
 Ensâr'dan bir genç gelip kendisini kefenleyip, cenaze namazını kıldırarak Rebeze'ye defnedilen Ebu Zer.
Rahmet olsun ona.
Ama ölümden korkanlar da varmış.
NASIL MI?
 Hani şu, adı, Pautus olan; Romalı bir aristokrat gibi. 
 Hani, İmparatora karşı kıyamından dolayı hakkında ÖLÜM kararı verilen Pautus.
  Hani, bir hücreye atılan adam.
Cellat gibi adi bir kişi, bu asil adama el sürmesin,
Yiğitçe ölmesini bilsin diye eline bıçak verilen adam.
 Pautus içeride, karısı da hemen kapının yanında beklemekteydi. 
Yiğit kocası kendini öldürecek ve karısı da bunu gururla alkışlayacaktı. 
Ne yazık ki, içeriden ayak sesleri geliyor, 
Ama, “AHHH,”gibi bir ses gelmiyordu. 
Bir asil için ölememek ne kadar utanç verici ve yüz kızartıcıydı.
 Kadın, Pautus’un kendi kendini öldüremeyeceğini anladı,
 Ve kapıyı aralayıp kocasının elinden bıçağı aldı, 
Sevgili eşinin karnına sapladı ve büyük bir cesaretle çıkardı.
  Sonra  da, kocasının avuçlarına kanlı bıçağı tutuştururken;
 Hafif ve titrek bir sesle şöyle dedi:
“Pautus, no dole” yani “Pautus, acımıyor.”
    Bizler “Ölümden Korkmayan bir kültürden geliyoruz.
Eskiler ölmeden önce;
Kendilerini hesaba çekmesini bilirlermiş.
Bir vasiyetname hazırlarlarmış.
Kefenlerini, cenaze masraflarını yastık altında hazır tutarlarmış.
Ölümü FANİ Alemden BAKİ olan aleme göç olarak algılarlarmış.
   Bizler de, YUNUS ve ASİLLER gibi,
Şöyle demesini öğrenelim mi?
Hoştur bana senden gelen,
Ya hil’at-ü yahut kefen,
Ya taze gül yahut diken,
Kahrın da hoş lütfun da hoş.
NE DERSİNİZ?
 

YORUMLAR

  • 0 Yorum