Bu çağda algı operasyonlarıyla
gideceğimiz yolları da şaşırıyoruz.
Dilerseniz bu bağlamda bir ayet ve bir hadis meali okuyarak
yol tayini yapalım mı?
KİTABIMIZ şöyle diyor:
“Rabbimiz Allah’tır” deyip sonra da,
dosdoğru yolda yürüyenler için
ne bir korku vardır, ne de üzüntü
çekeceklerdir. İşte onlar, cennet ehlidir.
(Amellerinin karşılığı olarak
orada ebedî kalacaklardır.) (Ahkâf. suresi, 46 /13)
Ve bir HADİS:
Bir gün, sahabeden Süfyan b. Abdullah es-Sakafi (r.a)
Allah Resûlüne geliyor ve diyor ki:
“Ya Resulallah! Bana İslâm hakkında
öyle bir söz söyle ki, senden sonra
bu konuda hiç kimseye bir şey sormayayım.”
Resulullah Efendimiz (s.a.s) buna,
az, öz, ama kapsamlı bir cümleyle
şöyle cevap veriyor:
“Allah’a iman ettim de!
Sonra da dosdoğru ol!”
Peygamber Efendimiz (s.a.s), bu sözünde İslâm’ı,
kalbe ve hayata dair iki kavramla ifade ediyor.
O da iman ve İstikamet…
İman ettim diyerek dosdoğru yola çıkmak
ve bu yoldan hiç sapmadan, savrulmadan cennetle
müjdelenmek ne güzel, değil mi?
Bizler de, namazların her rekatında
okuduğumuz Fatiha suresinde,
“(Rabbimiz!) Ancak sana kulluk eder
ve yalnız Senden yardım dileriz” diyerek
tevhid inancımızı dile getiriyor ve
Sonra da:
“Bize sırat-ı müstakimi göster,
bizi dosdoğru yola ilet!” diye
Rabbimize dua ve niyazda bulunuyoruz değil mi?.
Bu hayatta, bizler için YOL konusu çok önemli.
Herkes bir yolda; yoluna devam ediyor.
Yollarımızın açık ve doğru olması
ve böylece menzil-i maksudumuza niyazımızla ...
YORUMLAR