Neredeeenn nereye
Altın imalatı işiyle iştigal eden arkadaşım anlatıyor:
"Yağun iş temposundan gına gelmişti; 'tam mevsimidir, hanımla birlikte şöyle Uludağ'a doğru uzanalım' dedik.
Hay demez olaydık. Üstelik oradaki otellerin dekorasyon işini yapan mimar arkadaşımız vardı, O'nun referansıyla konaklama ücretini ucuza getireceğimizi hesaplamıştık.
Nihayet referans indirimiyle geceliği 40 bin liradan (3 emekli maaşı) yerlerimizi ayırtıp yola revan olduk. Otelimize yerleştikten sonra biraz etrafı dolaşmak istedik.
"Burada çay-kahve içip ruhumuzu dinlendireceğimiz mekân var mı" diye otel görevlisine sorduk. Görevli; "efendim, nezih bir Cafe var, tam sizin gibi nezih insanların gittiği mekândır orası. Üstelik bizim otel sahibinin meķanıdır.Orayı size önerebilirim. Otelden gönderildiğinizi söylerseniz size %20 de indirim yaparlar". Gittik; Uludağ'a gidenleriniz bilir; adı "Beceren Cafe" imiş.!
Ne Beceren ha.! 2 çay indirimli 140 lira, 2 kahve 450 lira.!
"Nasıl, becerebilmiş mi Beceren cafe?" Diye sordu bana. Ne demezsin" dedim, "öyle güzel becermiş ler ki, dünyayı gezsen böyle Beceren bulamazsın.!"
Orada çok meşhurmuş bu cafe, çalışanların söylediğine göre otelden fazla para kazanıyormuş. Beceren, işini iyi beceriyor, helal olsun.!
Bir de vatandaş sızlanıyor; oralar ful dolup taşıyor. Ülkemizin refah seviyesinin göstergesi değil mi bu? Reis'in dediği gibi; "Alın size ülkeyi getirdiğimiz seviyenin göstergesi.! Neredeeeeenn nereye.!"
Elbette devletten nemalananlar var Reis'in çevresinde ve reis bunları görüp 'bütün ülke böyledir' sanıyor. Kasımpaşa'nın o soğanın cücüğünü ekmeğe katık yapan bıçkın delikanlısından kestane balını manda yoğurduna karıştırıp Kâbe hurmasıyla beslenen beyefendiye...
Neredeeen nereye?
Tahir Bulut
YORUMLAR