Misafir Yazar

Misafir Yazar

Alıntı makaleler
fatihten@gmail.com

Dünyanın en önemli işini yaptığı bilinciyle yemin eden tanıklar, 

22 Şubat 2023 - 01:03

Hulusi Üstün
Mahkemelere girip çıkmaya başladığımdan bugüne, yani 25 - 30 yıllık sürede hakim, avukat, savcı, müşteki, sanık profili nasıl da değişti. 
Sultanahmet Adliyesindeki mahkeme kürsüsünde Anadolu ağzı ile konuşan babacan  hakim ve savcılar,
Takım elbiseli, fularlı, kravatlı, bond çantalı kalantor avukatlar,
Duruşundan halini ele veren, heyecanlanan, elini ayağını koyacak yer bulamayan sanıklar,
Dünyanın en önemli işini yaptığı bilinciyle yemin eden tanıklar, 
Duruşma salonlarında oturan eşarbını çenesinin altından bağlamış mantolu taraf yakınları,
Dilekçelerin dili, zabıt katiplerinin hali, mübaşirlerin sesi... 
Tüm bunlar artık başka, bambaşka hal aldı.
O değişimin öyküsü, aslında memlekete yaşanılan, biz fark ettiğimizde çoktan tamamlanmış bulunan dip devriminin karakterini ortaya koyması dolayısıyla da önemli. 
. . .
Bugün duruşma sıramı beklerken, ifadesine başvurulan bir tanığı izledim, gerçekten  büyüleyici, şaşırtıcı bir performans sergiledi. 
Fark ettim ki artık insanlar o anın gerektirdiği ruh durumunu fevkalade oynayabiliyorlar. 
Mesleğin başında gördüğüm, o vücut dilinden halini okuduğumuz insan tipleri yok artık. 
En mütevazısı yüzlerce film, yüzlerce dizi seyretmiş olan bu insanlar izledikleri oyuncuların mimikleriyle kah namuslu adamı, kah mazlumu, kah zengini, kah fakiri fevkalade oynayabiliyor. 
Yaşanmayıp izlenen hayat herkesi muazzam oyunculara dönüştürdü.
. ...
Damarında kan yerine ispirto devreden, rol yapamayan, fevri, çıkıntılı, kılçıklı adamlar var ya, 
Onlar bu çağın en kıymetli tipleri.
------------


Tolga Çiftci
Evet biz yaşlandık ve biz yaşlanırken yine bizim de üyesi olduğumuz bu toplum, önce televizyonla aldandı ve kasten aldatıldı. Bu sade bir başlangıçtı pek tabi. Sonra teknoloji geldi, ev, araba sevdası... Bir sonraki hedef ise hakir görmekti, tezek kokulu köyümüzü boşaltmaktı. Sözde çok temiz, rahat, izole hatta lüks bir yaşam vardı şehirde. Amaç lüks ve tüketim merakı oluşturmaktı. Markalarla birlikte yüksek binaların arkasında her gece parıldayan o mavi ay girmişti evimizden içeri artık. Bizim de bir anda parlak cam giydirilmiş ve yüksek binalarımız oluverdi. İçlerinde yarı köylü ama şehirli olmaya çalışan kayıp nesil. Sokakta simit yerine pizza ve hamburger satılıyordu. Lokanta yerine gurme restaurant kültürü oluşmuştu çoktan. Bunlar bizi çağdaş yapıyordu ve çağı yakalayıveriyorduk kendimizce. İşte aldanmanın, çağın gereği adı altı aldatılmayı göze almanın olağan sonuçlarıyla yüzleşiyoruz her gün. Her gün aldatıyor, aldanıyoruz. Merhaba aldananlar, merhaba aldatanlar... Aldanistan'ın başkenti Aldatistanbul şehrinde yeni bir sabaha yine Merhaba!
------------------
Hulusi Üstün
Tolga Çiftci Kıymetli üstadım, tarihte her çağ bir ölçüde yeni bir insan tipi koymuş ortaya. Don Kişot onu güzelce anlatmış.
....
Bizim çağımızda o değişim biraz süratli oldu daha köklü değişimler yaşandı. Bir taraftan eski çağa ait olan bizler bu yeni çağ adamını görünce afalladık. Tam olarak ne eskiyiz, ne yeni.
Araplar der ki; külli zamanun ila ricalun, kulli ricalün ila zamanun. Her adamın bir zamanı, her zamanın da bir adamı var.
Yeni zamanların adamları bizden farklı olacak. Kendilerinden daha uzak, kendilerine daha yabancı, daha sığ... ama onlar da o zamanı yaşayacak.
Yer adamdan hali olmadı. Tevekkeli der ki Muhiddin Arabi; adam öldü, ahiret ahalisi onu karşılayıp 'kimsin?' Diye sordular. 'Adem oğluyum!' Dedi adam. Ahiret ahalisi tekrar sordu; hangi adem...

YORUMLAR

  • 0 Yorum