AKIL VE VAHİY ÖRTÜŞÜR
AMA
NEFİS DEVREYE GİRERSE (2)
DOSTLARIM!
Bir önceki paylaşımda, Hz. Peygamber’den
Kur’an’ı dinleyince meftun olan VELİD'den söz etmiştik.
Şan ve şöhret düşkünlüğü devreye girince
o adam, bakınız nasıl konuştu:
“MUHAMMED’İN OKUDUKLARI,
başkalarından aktarılmış bir BÜYÜDÜR.
Görmüyor musunuz, karı ile kocayı, evlât ile babayı,
köle ile efendiyi birbirinden ayırıyor”
Evet, böyle diyordu Velid.
Onun aklı başka, dili başka şey söylüyordu.
Ama gelin görün ki:
“Biz yarattıklarımızdan habersiz değiliz”(23/17)
diye ferman buyuran Yüce Rabbimiz
onun bu çelişkisini, bizlere beyan ediyor.
Evet, Yüce Allah, Müddessir Sûresinde
kötü bir prototip olarak onun ruh halini
ve tavrını şu ayetlerle şöyle açıklıyor:
18- Bakınız, [mesajlarımız, hakikati inkâra şartlanmış olan
birine aktarıldığında, onları nasıl çürüteceğini]düşünür ve (onu) hesaplar,
19- kendini de mahveder böyle hesaplar yaparak:
20- evet, o kendini mahveder böyle hesaplarla!
21- Ve sonra [yeni dayanaklar bulmak için çevresine] bakar,
22- sonra kaşlarını çatarak dik dik süzer,
23- sonunda [mesajlarımıza] sırtını döner ve küstahça böbürlenir,
24- ve: “Bu, [eski zamanlardan] intikal eden büyüleyici bir sözdür!
25- Bu (Kur’an), ölümlü beşer sözünden başka bir şey değildir!” der
İşte böyledir DOSTLARIM,
tıpkı Velid gibi VAHYİ duyan insanların bir çoğu
düşünür taşınır aklı bir şey söyler, kalbi de onu tasdik eder.
Lakin NEFİS devreye girince diller başka bir şey öylerse
tehlike çanları işte o zaman çalıyor demektir...
Rabbimiz, aklarımızı vahiyle örtüşen,
bu örtüşmeyi dilimiz ve kalbimizle
onaylayan kullarından eylesin……