Yıl, Miladi 1212
Etienne adlı bir Fransız çocuk çıktı meydana.
Etienne, Rüyasında güya Hz. İsa’yı görmüştü.
Ona, Kudüs’ün alınması gerektiğini, bunun için de,
savaşmayı emretmiş ve kendisine müjdeler vermişti.
Yürüyüşe başladı Çoban Etienne.
Peşine de binlerce kız ve erkek katıldı.
Kimi silahlı, kimi de silahsızdı.
Tüm Fransa’yı korkunç bir savaş histerisi
ve çılgınlığı sarmıştı. Anne ve babalar,
çocuklarını bu çılgınlıktan
bir türlü vaz geçiremiyorlardı.
Çocuklar Ordusu, Marsilya yolu üzerindeki
sahil boyunda toplandılar.
Etienne’nin isteği ile önce denizin
yarılması için dua ettiler, ama olmadı.
Ve sonunda yedi gemiye binerek denize açıldılar.
Gemilerden ikisi yolda battı.
Sağ kalanları da gemiciler,
İSKENDERİYE’ye götürüp,
esir pazarlarında sattılar.
Çılgınlıkların sonu böyle mi oluyor dersiniz?
Geçmişini çok iyi bilen Batı, artık kendi
Çocuklarını göndermiyor Doğu’ya.
YA ÖZEL OLARAK YETİŞTİRDİKLERİNİ
YA DA İÇİMİZDEN BİRİLERİNİ görevlendiriyor.
Ne dersiniz???
Kaynak: (Beyin Yıkama, jA .C. Brovn, s.255)