“Ateizmin Çıkmazı” adlı kitabın
yazarı Etienne Gilson, eserinde,
“pratik ateizm”den söz ediyor
ve bunu şöyle açıklıyor:
“İnsanlar, ibadethaneye gider,
orada Tanrı ile baş başa kalırlar,
O’na canı gönülden ibadet ve itaatte bulunurlar.
Ama dışarı çıktıklarında da,
sanki Tanrı yokmuş gibi yaşarlar.
O'nun Kitaptaki buyruklarını unuturlar.
İşte bu insanlardır, “Pratik ateistler.”
"Bunlar, Ateistlerden de tehlikelidirler,” diyor mealen.
Yazarın değindiği gibi insanlar,
kendilerine hayat veren, ekonomik,
aile ve bireysel hayatlarını yönlendiren kitapları,
mabetlere mi hapsettiler acaba?.
O kitaplar, sadece ibadethanelerde
bulunur ve okunur mu oldu?
Veya “Ben de kitaplıyım” diyebilmek için mi yer aldı hayatlarında?
Ne dersiniz?
YORUMLAR