LİYAKAT EHLİ OLMAK. ..!!!!!!

"Allah size mutlaka emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletli olmanızı emreder. Allah size ne güzel öğütler veriyor. Şüphesiz Allah her şeyi işitmekte, her şeyi görmektedir." (Nisa suresi 58.Ayeti)
Yüce Allah (C.C) Kuran-i Kerim'de yöneticileri ve bizleri ikaz ederek emanetleri veya makamları ehil kişilere teslim edin, çünkü sizin üzerinizde büyük bir vebal ve sorumluluk ve vardır. Kulladığınız yetkinizden ve yaptıklarınızdan hesaba çekileceksiniz. Güç zehirlenmesine uğrayarak hiç bir zaman kontrolü kaybetmeyin.
Bir kişi bir görev kendisine tevdi edilirken ve insanların sorumluluğunu üzerinde taşırken hiç bir zaman adaletten uzaklaşmadan adilane görevini yerine getirmek zorundadır. Özellikle kamuya ait bir tasarrufta bulunurken tüysüz yetim hakkını korumak ve haksız kazanç sağlamamak adına çok titiz davranmalıdır. Böyle bir ölçü sahibi doğru iş yapmış demektir.
Ölçü ve kıstas iki cihan serveri sevgili peygamberimiz Hz Muhammed (S.A.V)'in hayatı ve elçiliğidir. Daha Mekke'de genç bir çocukken Emin yani güvenilir insan sıfatının kendisine verilmiş olduğunu biliyoruz. Muhammed'ül Emin diye çağırılan o genç delikanlı Kabe'nin inşasında Hacer'ül Esved taşının yerine konması krizini çözen ve kabileleri savaşmaktan döndüren ehil insandır.
Liyakat ve şerefte sahabiler ve ilk Müslümanların arasında yer alan Hz Ebubekir (R.A) hayatı, örnek davranışları ve onu Sıddıklığa yani sadık insan olmaya götüren şey yine sevgili efendimiz Hz Muhammed (S.A.V) olan bağlılığı ve sadakati idi. Onun için Allah Resulü vefat ettiğinde, Halife seçiminde Hz Ömer (R.A) kendisine eli uzatarak biat ettiğinde bütün itirazların kesildiğini ve krizi çözen metodun ehil insan olmak gerektiğini ortaya koymaktadır.
Daha sonra Hz Ömer (R.A) Halife'lik döneminde öyle bir adalet olgusu ortaya konulmuş ki; Benden sonra peygamber gelseydi o Ömer olurdu sözlerinin sahibi Habibi Ekrem efendimiz Hz Muhammed (S.A.V)'dir. Ama benden sonra peygamber gelmeyecektir, fakat o adalet timsali, sade hayatın sahibi Hz Ömer (R.A) için bu güzel sözlerin sarf edilmesinin önemini mutlaka hepimiz kavramalıyız. Hz Ömer (R.A) adının bugün adalet kavramı ile çok müteşabih (Benzeşen) bir durum göstermesi, ancak adil ve liyakat sahibi olmak ile mümkün olabilmektedir.
Bu konuda en güzel örnek sevgili efendimiz Hz Muhammed (S.A.V)'in şanlı sahabi Muaz bin Cebel (R.A) Yemen vilayetine vali gönderirken yaşanan olaydır.
Allah (C.C) Resulü bir gün Muaz bin Cebel'i Yemen'e vali olarak gönderirken ona :
Orada neyle hükmedeceksin ya Muaz dedi.
Muaz: Allah’ın yüce kitabı Kuran-i Kerim'e göre hükmedeceğim dedi.
Allah Resulü: Allah’ın kitabında bulamazsan neyle hükmedeceksin? dedi.
Muaz: Allah Resulu'nün sünnetine göre hükmederim dedi, ya Allah (C.C) Resulü:
Resulullah: Allah Resulü'nün sünnetinde yoksa ne yapacaksın? dedi.
Hz Muaz: Kendi reyimle içtihad ederim, dedi.
Allah (C.C) Resulü bu sözlerden sonra şöyle dedi: Resulullah'ın elçisini muvaffak kılan Allah’a hamdolsun. Demek ki akıl yüce İslam dinin de büyük önem arz eder. Yüce Allah (C.C) günümüz şartlarında teknolojinin bu gün geldiği nokta itibirarıyla bilmediğimiz şeylerin olabileceğini bizlere peygamberinin söylemleri ile ulaştırmaktadır. Fakat bu durum bizim bilgiye uzak kalmamızı da gerektirmez. Akıl bunun için vardır ve yüce İslam dini aklı olmayana karşı da bir muafiyet ortaya koymaktadır.
İşte liyakat ehli doğru bir insanı bir yere tayin ederken gösterilen hassasiyet ve azami gayret. Üstelik bu insan Hz Muhammed (S.A.V)'in sahabesi yani onun, eğitiminden geçmiş Ashab-ı Güzininden birisi. Ey Müslümanlar ve sorumluluk sahibi kişiler Devlet yöneticileri bu kriterleri hiç bir zaman unutmayınız? Emaneti mutlaka, ehline, liyakat sahibine verin.
"Bu durumu önce ailenizden başlatın, çünkü orada ki davranışınız kendi aynanızın bir yansıması olarak görülecektir."
Ali KARACA
09.03.2022
İSTANBUL