Ali Karaca

Ali Karaca

Hayata Dair Ne varsa Düşünelim
alikaraca@gmail.com

GÜNÜMÜZDE CEMAATLER VE TARİKATLAR...

07 Eylül 2023 - 14:05

Ülkemizde son günlerin yine en önemli konusu cemaatler ve din adamlarının aykırı söylemleri? Zaten bazı cemaatlerin sapkınlıkları ayyuka çıkmıştı! Bu nasıl bir din anlayışıdır, nasıl ahlaktır, anlayabilmiş değiliz.

Özellikle, sapkın batıni fikirli cemaatler bu ülkede önemli imtiyazlar elde etti, kim ve kimler vardı bu ve bunlar gibi zalimlerin arkasında? Çok yakın zamanda bir cemaat gurubu bu pislik ve çarpık ilişkilerin yaşandığı, entrika yuvası nihayet geç kalınmış olsa bile sonunda dağıtılabildi.

Yüce İslam dini merdiven altı üretim yapan cemaatler vasıtasıyla çok itici bir hale geldi ve gerçek mümin Müslümanlar bile artık şüpheyle bakılan kişiler olarak görülüyor. Biz Müslümanlar bu durumdan ciddi rahatsızlık duyuyoruz. O zaman gelin bu cemaat yapılanmalarını ve cemaatçiliği dilimiz döndüğünce biraz anlatmaya çalışalım.
Cemaat kelimesinin aslı toplanmak bir araya gelmek anlamında ki cem fiilidir. Cemaat insan topluluğu bir fikir ve inanç etrafında ki toplanmış kimselerdir. Yüce İslam dini Müslümanların cemaat halinde yaşamalarına ve birbirlerine karşı dayanışma içerisinde yardımcı olmalarına çok önem vermiştir.

Cemaat İslam ümmetini ifade eden bir kavramdır. Dünyada ki bütün Müslümanlar İslam cemaati sayılırlar. İnsanların aynı dine yani "Tehvid'e" inanmaları ve aynı kıbleye yönelmeleridir. Bütün Müslümanlar aynı zamanda din kardeşidirler. Aynı karında yatmak karındaşlıktır, kardeşlik aynı dinin mensuplarına verilen bir unvandır.

Tarikat ise yol manasına gelen bir terimdir. Tarikatların esasını tasavvuf bilgileri teşkil eder. Tarikat da yolcuyu varması gereken yere noktaya, yani müridi, mürşidine parçayı bütününe kavuşturan bir yoldur. Tarikatçılık değişik isim ve çeşitli şekiller de görünür, fakat cihetiyle hepsi birdir. Tarikat da kâmil insanın yol göstericiliğine ihtiyaç vardır. Bu duruma Türk toplumun da akil adamlık diyoruz.

Bu konuda Beyazıt Bestam-i şöyle diyor. Mürşid-i kâmil olmayanın rehberi şeytandır. İşin bütün özü Asr-ı saadete sevgili efendimiz Hz Muhammed (S.A.V)'in sünneti saniyesine uyulmasıdır. Yüce İslam peygamberi sevgili efendimizin güzel ahlakını inşa eden şey yine Kuran-i Kerimin kendisidir. Bu yol ve metot hepimizin ve bütün Müslümanların rehberi olmalıdır, fakat sapkın fikirlere karşıda mutlaka akıl dediğimiz zekâmızı ayırt edici analizci yapımızı kullanmalıyız.

Bu gün ülkemizde tarikatlar ve cemaatler öyle bir duruma geldi ki artık onların güç ve kudretiyle imtiyaz sahibi olabiliyorsunuz. Ne liyakatin ne de bir becerinin önemi yok. Cemaatler her yerde başrolde. Din işi ile uğraşmak ilim ve bilim (Din eğitmeni) adamı yetiştirmek yerine; devlette kadrolaşarak önemli güç haline gelmenin peşindeler.

Bilgi çağını yaşadığımız bu dönemde teknoloji sayesinde her türlü iletişim araç ve gereçlerini kullanan insanoğlu, konu tarikat ve cemaatler konusuna gelince müthiş bir boyun eğmeyle tabiliğe uymaktadır. Böyle bir durum kabul edilebilir bir şey değildir. Elbette cemaatlerin İslam adına yapacakları, doğru olan Müslümanlara hizmet noktasında ki her şey de desteğimizin olması kadar da doğal bir şey olamaz.

Tarikat mensuplarının yaşadıkları lüks içerisinde ki hayatlarını bazı medya ve iletişim guruplarında gördükçe bunlar mı bizim yani; Yüce İslam dininin temsilcileri demekten kendimizi alamıyoruz. Tabi ki burada doğru Allah (C.C) rızası için işler yapanları da, ayırıyor ve tenzih ediyoruz. Birleşerek güç ve kudret gösterisinde bulunan cemaat ve tarikatlar aynı zaman da devletin içerisine sızarak veya siyasilerle pazarlık yaparak önemli mevki ve makam elde ettikleri, büyük ihaleler aldıkları görülmektedir.

Milli devletler, töreci yapılarının yanın ‘da inanç sistemine ‘de bağlı olurlar fakat o cemaatlerin ve tarikatların varlıklarına, devlet içerisinde ki yapılanmalarına asla izin vermezler. Daha düne kadar Fetö terör örgütü önemli bir din cemaati ve örgütü idi? 15 Temmuz Darbe kalkışmasın da gördük ki devleti ele geçirmek için uluslararası istihbarat örgütlerinin oyuncağı olan bir topluluk haline gelmiş? Bu ihanetçi yapı Türk toplumu üzerinde büyük bir bilgi çarpıtma yarattı? Toplumsal ahlak bozuldu kapalı ve dindar insanlara bakış değişti? Şimdi bu tahribatı nasıl telafi edebileceğimizi düşünürken bu boşluğu, bir ve bir kaç cemaatin doldurmasına izin vermek bu devlete ve millete büyük ihanettir.


Sırça köşkler de ve tahtlar da otaranların, lüks içerisinde yaşayanların, şehvet ve ihtiraslarına yani tacizci emellerine teslim olanların, yüce İslam dinine, hiç bir faydası ve yararı olamaz. Bu ümmetin peygamberi Hz Muhammed (S.A.V) hiç bir kral ve hükümdar gibi bir yaşantısı olmadı. Hatta bazen bir kaç hurmayla aç karnını doyurdu bir parça kuru et lokmasından başka bir şey bulup yiyemedi? Onun sevgili eşleri Hz Hatice (R.A) validemizin büyük, servetini yine İslam yolunda harcadı. Niçin bizler her şeyimizi vererek bu cemaatleri güçlendiriyoruz.
Cemaat liderleri Hz Ömer (R.A) gibi yamalı hırka mı giyiyorlar yoksa o adalet timsali Halife gibi mi yaşıyorlar nedir onları üstün kılan özellik.?


Ülkemiz büyük bir darbe kalkışması atlattı bu durumdan da yine milletimizin sağduyusu sayesinde kurtulabildik. Dünün cemaati bugün en azılı terör örgütü listesinde! O zaman bende soruyorum güzel ahlaklı sevgili Efendimiz Hz Muhammed (S.A.V)'in yolundan gitmek varken onun güzel ahlakının tamamalayıcısı olmayı niçin denemiyoruz. Önümüzde liderimiz ve mukaddes kitabımız varken, biz başka neyi arıyoruz. Elbette büyük âlimlerimize ve tasavvuf ehli mutasavvıflara sonsuz saygımız vardır. Bilgiyi doğru kaynaklardan Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarından da mutlaka öğrenmeliyiz.

Cemaatçilik İslam adına ve din uğruna hizmet yarışı olmalıdır. Etrafımız ve çevremiz kuşatılmış düşmanlarla ve zalimlerle dolu, onlara karşı vatan için birlik olama zamanı? En önemlisi dini bir konuda bu cemaat liderlerinin, farklı, farklı fetvalar vererek Müslümanların kafasının iyice karışmasına vesile olmaktadırlar. Kitabımız ve Peygamberimiz bir iken böyle bir şey nasıl olabiliyor. Tabi ki en önemlisi de din düşmanlarına, mazlumları katledenlere karşı ne yapabiliyoruz, onun mücadelesini vermek için gayretlerine de bakmak lazım. Türk ve Müslüman olmak günümüz de büyük bir engel cemaatler bu düşmanlara karşı birleşerek ortaya bir, irade koysunlar da bizde görelim. Devlet kurumlarına sızmak veya girmek makam ve mevki sahibi olmak için mi bir araya gelmiş bu topluluklar.

Fetö terör örgütünden sonra bizlerin elbette cemaatlere karşı bakışı değişmiştir. Demek ki her şey din adına değildi? Bu vatana ihanet etmek, yüce İslam dinine ve Türk milletine ihanettir. Türk milleti binlerce yıl yüce İslam dinine hizmet etmiş büyük bir topluluk ve seçilmiş bir millettir, onun devletine ve töresine zarar verenler aynı zamanda da din düşmanlarıdır. Bilerek bu alçaklığa göz yumanlar sessiz kalanlar da biati vatan hani din düşmanıdır. Bugün bu sağlıksız yapılar yüz kızartıcı işlere imza atarak hem kendilerini kepaze ediyorlar hem de yüce Türk milletini zor duruma bırakıyorlar..

İşte her şey ortada dindarlık Allah (C.C) emir ve yasaklarından uzak durmak, takva sahibi insan olmak demektir. Yarın hiç kimse şu veya bu cemaatin ne yapabileceğinin teminatını veremez. Bunun tecrübesini hem geçmiş iktidarlar, dönemlerinde hem de günümüzde yaşadık. Geçmişten günümüze kadar Fetö terör örgütü palazlandı ve büyüyerek bu günlere gelindi Özellikle, AK Parti siyasi iktidarının imtiyazla donattığı Gülen cemaatinin (Fetö) terör örgütün neler yaptığını hep birlikte gördük. Bu tecrübe bize bir şey öğretti Diyanet görevini doğru yapmazsa bu boşluğu böyle tehlikeli, terör örgütüne dönüşen, cemaatçi yapılar doldururlar.

"Şimdi bir delinin kuyuya attığı taşı, nifak tohumlarını kırk akıllı çıkarmaya çalışıyoruz." Daha doğrusu din ve cemaatler adına işin çivisi çıkmış yaşanılan kepazelikler çizmeyi aşmıştır.

Üstad Necip Fazıl Kısakürek'in Sakarya şiirin ‘de dediği gibi; Yol onun varlık onun gerisi hep angarya...!!!
" Ne mutlu bu kutlu yolun mutlu yolcularına."
Ali KARACA
Araştırmacı Tarihçi
Yazar ve Şair
İSTANBUL

 

YORUMLAR

  • 0 Yorum