"İyilik ve takva hususunda yardımlaşın, günah ve haksızlık yolunda yardımlaşmayın. Allah’tan korkun, çünkü Allah’ın cezası çetindir." (Maide Süresi 2.Ayeti)
Önce Pandemi salgını şimdi de deprem gerçekten, çok önemli değerlerimizi ve yetişmiş insan gücünü kaybettik. Ekonomik kayıplarımızı da hesaba katarsak asrın felaketinde yıkımlarımız büyük oldu.
Şimdi on bir ayın Sultanı mübarek Ramazan ayını eda ediyoruz, yapacağınız hayırları Cenab-ı Allah kabul ve makbul eylesin. Fakirlerin, yetimlerin ve düşkünlerin bu mübarek Ramazan ayında onların yüreklerine dokunalım. Müslümanlar yüce Allah (C.C) uğrunda infak ederek ihtiyaç sahiplerine, yardım elini uzatmalı ve hayırlarda bulunmalı?
Bakın yardımlaşma ve dayanışma konusunda cihan hükümdarı "Kanuni Sultan Süleyman" neler söylüyor. Ben ki Sultanların Sultanı, Hakanların başı, krallara tac giydiren, Allah’ın yer yüzündeki gölgesi ve atalarımın fethettiği, toprakların da sahibiyim! Böyle güçlü ve kudretli Sultan kapısına gelen kendisinden yardım dileyen Fransız elçilerine, karşı nasıl yardımcı olmaya çalışıyor.
Kralların sığınağı olan kapıma mektup göndererek ülkenizin işgale uğradığını ve esir edilerek hapse atıldığınızı bildirmişsiniz. Bu durumdan kurtulmak için benden yardım istiyorsunuz. Gönlünüzü ferah tutun ve sakın üzülmeyin. Unutmayın ki esaret, hükümdarlar için hiç de tuhaf bir şey değildir. Bilesiniz ki, atalarımın yaptığı gibi, daima kılıcımla gezen ben de, sefere çıkmaktan ve fetihler yapmaktan çekinmem. Her an savaşmaya hazırım. Sadece Allah’ın dediği olur. Ne yapacağımı elçinizden öğreneceksiniz.
İşte kudretli bir Türk Hakan'nın muhteşem lakaplı, Kanuni Sultan Süleyman'ın olması gereken gerçek adaleti ve zülme karşı olan tutumu? Dünya kanun ve nizamlarla yönetilir? İlah-i dinler ve hak Peygamberler de bozulan nizamı ve düzeni yeniden tehsis etmek için yüce Allah (C.C) aldıkları vahiyleri tebliğ edici birer elçidirler. Onlar helak edilen kavimlerin yerine gelen toplulukları yeniden tehvid inancına davet için gönderilmiş Peygamberler ve Nebilerdir. Şimdi soruyorum; nerede, o kudretli Nemrutlar, Firavunlar, Kisralar, güçlü olan haklı olan demek, değildir. Muhteşem lakaplı, Kanuni Sultan Süleyman Han'a kalmayan bu dünya kime kalmış ki; Şairin şiirinde dediği gibi?
Şimdi seni ananlar anıyor ağlar gibi
Ey garipler garibi ey yetimler yetimi
Düşkünlerin kanadıydın yoksulların sahibi
Nerde kaldım ey Resul nerde kalsın ey Nebi..
Nurullah GENÇ
"Bizim hükmümüz irademizi elinde tutanın yanında toz zerresi kadar bile değildir." Bu fani dünya'dan büyük Krallar, Sultanlar, Padişahlar ve Komutanlar, geldi geçti, eğer adil olanlar vardı ise ünleriyle, anıldılar, zalimlerse (Nemrut, Firavun ve Kisralar) gibi onlar da kötü şöhretleriyle? Emevilerin ve Abbasilerin zulmüne uğramayan o gün kim vardı? Ya zalim Moğolların ya da Haçlı zihniyetli yarı vahşi Hıristiyanların! Daha geçen yıl ve öncesinde ortalığı kasıp kavuran Pandemi döneminde bu kadar ölümlerden sonra Corona virüs salgınından ve bugün yaşadığımız büyük depremlerden ders çıkartmayacaksak ne zaman ders çıkartacağız. Ben yaptım oldu mantığı doğru değildir. İnsanlık tarihi çok büyük olaylara (müsibetlere) şahit olmuştur, mutlaka adaletli ve adil olalım, yardımlaşalım? İnsanlığın da beşeriyetin de gereği budur.
Covid -19 virüsü Çin'nin Wuhan şehrinde çıkmadan önce şöyle dünya genelinde ki olaylara bir bakalım. Yakın tarihimiz de 1990 yılında ABD petrol için Irak'ı işgal etti, 2000'li yıların başında da Saddam Hüseyin iktidarını yıkarak, Irak devletini, ondan kurtardı ve milyonlarca Müslüman kanı döküldü. Irak'da siyasi rejim değişti bölgesel bir Kürt devleti kurulmak için kollar sıvandı, orada ne huzur kaldı nede güven! Orta Doğu'da ise siyonist İsrail ortalığı kasıp kavuruyor? Yıllardır Filistin topraklarında ki işgal ve zulüm son bulmadı. Kutsal şehir Kudüs ve Mescid-i Aksa işgal altında. Müslümanlar da bu yaşanılanları seyirci gibi izliyor.
Zulüm ve katliam sadece Filistin de değil dünyanın her yerinde devam ediyor. Çin Uygur Türklerine ve Müslümanlara son yıllar da, acımasızca baskılar ve işkenceler ederek onları sindirmeye kalktı? Mübarek kandillerde ve Ramazan ayında bile bu taciz ve tecavüzler devam etti. Yine ABD Mısır ve Libya da ki siyasal iktidarları değiştirerek milyonlarca Müslüman kanının akıtılmasına sebebiyet vererek gerçek yüzünü gösterdi. Böylece petrol gelirlerine el koymak için hiç bir zalimlikten geri kalmayanlar şimdi çok basit bir virüsün salgınına teslim oldular. Bunun adı İlah-i adalet değilmidir.
Özellikle Suriye'de ki Esed zulmüne seyirci kalanlar kendilerini medeni diye tanıtan Avrupa dünyası Suriyeli mültecilere kapılarını kapatırken, vicdan ve merhametin de ortadan kaldırıldığına şahit olduk. Bodrum sahillerine vuran bebek cesetleri bile Avrupa'nın tavrında en ufak bir değişikliğe uğramadı. Öyle zalimleşti ki insanoğlu ve özellikle Müslüman coğrafyası; "Komşusu açken tok yatan bizden değildir" diyen sevgili efendimiz Hz Muhammed (S.A.V)'in Hadis-i şeriflerine kulak tıkayarak aç ve sefil Müslümanların dertleriyle hiç ilgilenmediler. Bırakın ekmeklerini bölüşmeyi, kendileri lüks içerisinde yaşarken kimsenin durumunu önemsemediler. İşte bütün Müslümanlara ve hepimize büyük fırsat bu mübarek Ramazan ayında düşkünlere el uzatalım, ihtiyaç sahiplerine kucak açalım..
On binlerce kilometre uzaklardan gelerek Orta Doğu coğrafyasını kan gölüne çeviren ABD'ne senin burada ne işin var diyen bir Müslüman devlet çıkmadı? Akıtılan Müslüman kanının hiç mi bir değeri yoktu, mazlumların arkasında durmak, düşküne, kucak açmak bu Müslüman devletlerin ve milletlerin aklına niçin gelmedi. Herkesin bir hesabı varsa yüce Allah (C.C) bir hesabı vardır. İşte büyük mucize dünya önce bu Pandemik salgın hastalıkla mücadele etmeye çalıştı arkasından Rusya - Ukranya savaşı sonrasında da ülkemizde yaşadığımız en büyük deprem felaketi ardından büyük sel ve afetler?
Ve daha dün K. Maraş merkezli iki büyük depremle büyük bir coğrafya hinterlandı 11 İl'imiz neredeyse haritadan silindi binlerce insanımızı kaybettik, yüzbinlerce insanımız yaralandı. Ekonomik kayıplarımızı hesaba katarsak asrın bu felaketin de büyük acılarla karşı karşıya kaldık! Kadim Türk milleti hemen tekayyuza geçti yardım eli böyle bir zamanda inancında ki düşkünlere yardım eden mazlumların hamisi necip milletimizle bir kez daha gurur duyduk. Yardımlaşma ve dayanışma konusunda ki gayretleri takdire şayan olan Türk milleti depremin yaralarını sarmak için adeta birbirleriyle yarıştılar.
Çok böbürlenerek her şeyi biz başardık diyenler, ne ekolojik bir denge bıraktılar, nede endemik bitki örtüsü türü? Bu arada sularımızı da acımasızca kirlettik, doğayı her bir çıkarımız için tahrip ettik, yeşile gelince ona acımasız davrandığımız kadar hiç bir şeye daha böyle acımasız, davranmadık. Ne bekliyorduk bir gün deniz bitecek ve her şeyin kıymetini anlayacağımızın gün gelmeyecekmiydi. Doğanın terazasini bozanlardan tabiat da intikamını alır. İnsanoğlu nasıl bu kadar vahşi olabilir ki; oysa ki insan canlı varlıklar içersinde Eşref-i mahluk olan, yaratılanın ve yaradanın da iftiharıdır. Kendimiz ettik, kendimiz bulduk ve bir virüse teslim olduk ve ardından yaşadığımız K.Maraş depremi ile birlikte her şey alt - üst oldu? Başta büyük devletler ve bizler çok büyük ekonomik kayıplar yaşadık ve bu akılla gidersek depremlerden ders çıkartmazsak daha da yaşamaya da devam edeceğiz..
Yinede bizler, her şeyi, yaşadığımız depremi bilimin ve ilimin rehberliğinde teknik ve yetişmiş tecrübeli kadrolarla çözeceğiz? Pandemi sonrası bu asrın felaketi olan depremi fırsata çevirmek isteyenler de avuçlarını oğuşturarak fırsat kollamaktadırlar. Bizler bilime inanıyoruz ve özellikle büyük bir bölgemiz yerle bir oldu, tüm ülke halkı ve vatandaşlarımız özellikle kardeşliğimize en çok ihtiyaç duyduğumuz bu mübarek Ramazan ayı içerisinde de, hayırlar da bulunalım, depremzede kardeşlerimizi yalnız bırakmayalım. Ve yüce Allah (C.C) yolun da infaklar edelim! Böylece, yeniden birlik ve beraberliğimizi tehsis ederek yardımlaşalım? Dayanışmak ve yardımlaşmak, Necip Türk milletinin ve Müslüman inancının da bir gereğidir.
"Veren el olalım düşküne ve mağdurlara da, mutlaka kol kanat gerelim."
Ali KARACA
Araştırmacı Tarihçi
Yazar ve Şair
İSTANBUL
YORUMLAR